Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/712 Esas 2020/1931 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/712
Karar No: 2020/1931

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/712 Esas 2020/1931 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Adana Bölge Adliye Mahkemesi'nin 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen bir boşanma davası kararı temyiz edilmiştir. Kararda, boşanmanın kabul edildiği, velayetin anneye verildiği, çocuklar yararına iştirak nafakası ile kadın yararına maddi ve manevi tazminatların verildiği belirtilmiştir. Ancak davaya konu olan erkeğin güven sarsıcı hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma kararının verildiği ifade edilmiştir. Bölge adliye mahkemesi ise davacı kadının, erkek ile ilgili davanın kabulüne gerekçe gösterilen vakıaları affettiği ya da en azından hoşgörü ile karşıladığına dair kabulde yer alınamayacağı görüşünde olmuştur. Bu nedenle, ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılmış ve davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz itirazlarının incelenmesine mümkün olmadığına hükmedilerek karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesi: \"Evlilik birliği temelinden sarsılmış ise ve bu birliğin yürütülmesi artık beklenemezse, yanlışın sorumlusu kim olursa olsun mahkeme kararı ile boşanmaya karar verilebilir.\"
- Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesi: \"Taraflardan birinin boşanma davasını açmak hakkı vardır, bu davayı açarken boşanma sebebine dayanması gerekir.\"
2. Hukuk Dairesi         2020/712 E.  ,  2020/1931 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Mahkemece davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların T.M.K’nun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, çocuklar yararına iştirak nafakası ile, kadın yararına maddi ve manevi tazminatlara karar verilmiş, bu karara karşı davalı erkek tarafından tümüne yönelik istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge adliye mahkesince yapılan inceleme sonunda “İlk derece mahkemesince, davalı erkeğin" güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu" gerekçesini ileri sürerek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle eşlerin boşanmalarına karar vermiş ise de; davacı kadının iş bu davayı açtıktan sonra davalı ile aynı evde yaşadığı yine dava açıldıktan sonra yemek yemek ve davacı kadının doğum gününü kutlamak için davalı ile birlikte dışarı çıktıkları, doğum gününü birlikte kutladıkları, buna ilişkin davacı kadının doğum günü olan 20/11/2017 tarihinde fotoğraflar çektirdikleri, dolayısıyla davacı kadının, erkek ile ilgili davanın kabulüne gerekçe gösterilen vakıaları doğru olsa bile bu davranışları ile eşinin bu kusurlarını affettiği ya da en azından hoşgörü ile karşıladığının” kabul edilmesi gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı kadın T.M.K’nun 166/3 maddesine dayalı olarak 10/11/2017 tarihinde boşanma davası açmış, dava erkeğin boşanmayı kabul etmemesi nedeniyle çekişmeli hale dönüşmüştür. Davacı kadın çekişmeli boşanma talebine ilişkin dava dilekçesini ise 04/01/2018 tarihinde dosyaya ibraz etmiş ve çekişmeli boşanma davasının yargılama aşamaları da bu şekilde başlamıştır. Anlaşmalı olarak açılan davanın duruşma gününün beklenildiği süre içinde tarafların aynı evde fakat ayrı odalarda kaldıkları, kadının doğum günü olan 20/11/2017 tarihinde davalı eş ile yemek yemeleri tanık anlatımlarından özellikle erkek tanığı Ahmet Ünal’ın beyanından “Bir süre aynı evde kalıyorlardı ancak davacı davalıyı affetmedi, hatta bende ikna etmeye çalıştım” beyanı karşısında af, en azından hoşgörü olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmaktadır. Yanılgılı değerlendirme sonucu davacı kadının, davalı erkeğin kusurlu davranışlarını affettiği veya hoşgörü ile karşıladığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamına göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.03.2020 (Pzt. )

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.