19. Ceza Dairesi 2016/711 E. , 2016/14692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4208 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Düşme
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Kara para aklama suçlarında, suç tarihi, öncül suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin kaynağını gizlemek veya meşru bir yoldan elde edildiği kanaati uyandırmak amacıyla mali anlamda çeşitli işlemlere tabi tutulduğu tarih olup, sanığın, dosya arasında bulunan 05.05.2006 tarihli ... Mali Suçları Araştırma Kurulu raporuna göre, 765 sayılı TCK"nın 403/2,6,7 maddesine göre mahkum olduğu ve mahkumiyeti kesinleştiği 14.10.2000 tarihinde işlediği uyuşturucu madde ticareti suçundan elde ettiği malvarlığı değerleri ile en son 2001 yılında yakın akrabalarının ortağı olduğu San. İç ve Dış Tic. A.Ş. nin 1999-2002 yılları arasında zarar etmesine karşın şirket sermayesinin 2001 yılında 1.000.000.000 TL den 150.000.000.000 TL ye çıkartılmak suretiyle 149.000.000.000 TL karapara aklandığının tespit edildiğinin bildirilmesi karşısında suç tarihinin 2001 yılı olarak mahallinde düzeltilmesi ve dava nedeniyle taşınır ve taşınmaz mal varlıkları üzerindeki tedbir konusunda mahkemesince karar verilmesi olanaklı görülmüştür.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Mahkemenin, bozma öncesi yargılamada 16.07.2003 tarihli ara kararı ile, sanık hakkındaki öncül suç yönünden bbbb Devlet Güvenlik Mahkemesi"nin 2002/320 Esas, 2003/130 Karar sayılı mahkumiyet kararının kesinleşmesinin beklenilmesine karar verildiği ve sözkonusu mahkumiyet kararının 11.12.2003 tarihinde kesinleştiği görülmekle, 16.07.2003 – 11.12.2003 tarihleri arasında zamanaşımı süresinin durduğu gözetilerek,
Sanığın üzerine atılı suçun dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi itibariyle 10 yıl olduğuna dair 4208 sayılı Kanun"un 8. maddesindeki düzenlemenin, 18.10.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5549 sayılı Kanun"un 26.maddesi uyarınca yürürlükten kaldırıldığı cihetle, zamanaşımı süresinin 01.06.2005 günü yürürlüğe giren, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"na göre belirleneceğinden, anılan Kanun"un, 66. maddesinin 1.fıkrasının (e) bendine göre asli dava zamanaşımı süresinin 8 yıl ve aynı Kanun"un 67/4. maddesine göre de olağanüstü zamanaşımı süresinin 12 yıl olduğu, yukarıda belirtilen maddede öngörülen zamanaşımı süresi suç tarihine göre hüküm tarihinde değil, temyiz inceleme gününde tamamlanmış bulunduğundan,
Zamanaşımı sebebiyle düşme kararına yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE SONUCU İTİBARİYLE DOĞRU OLAN HÜKMÜN ONANMASINA, 07/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.