Yanlar arasında birleştilerek görülen tapu iptali ve tescil,tenkis,elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davaları sonunda, yerel mahkemece tenkis isteğine yönelik asıl dava ile tapu iptali ve tescil,olmadığı taktirde tenkis isteğine yönelik birleşen davanın reddine,elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine yönelik birleşen davanın ise kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar-davalılar Z... ve T... vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Asıl dava, tenkis;birleşen dava tapu iptali ve tescil,olmadığı taktirde tenkis;diğer birleşen dava elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, tenkis isteğine yönelik asıl dava ile tapu iptali ve tescil,olmadığı taktirde tenkis isteğine yönelik birleşen davanın reddine,elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine yönelik birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ortak miras bırakan C... K..."in 03.03.2008 tarihinde öldüğü,geride mirasçıları olarak davacı-davalı eşi Tursun ile davacı-davalı çocukları Z... ve G... ile dava dışı çocukları Ş..., M..., D..., S... ve S..."ın kaldığı, mirasbırakanın 200/2720 hisse oranında paydaş olduğu 230 (1994 tarihli ifraz neticesinde 3615 ve 3616) parsel sayılı taşınmazdaki payını kızı olan davacı-davalı G..."ye 09.08.1991 tarihinde hibe suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, asıl dava bakımından davalıya yapılan bağışın saklı payı zedeleme kastıyla yapıldığının davacı tarafça ispatlanamadığı yine tenkis hesabı yönünden bilirkişiden rapor aldırılması için bilirkişi masraflarının kesin süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur. Davacı Z... vekilinin asıl dava bakımından tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davacı T... vekilinin Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/511 esas sayılı dava dosyasındaki temyiz itirazlarına gelince;
Davacı T..., miras bırakanın ölünceye kadar bakma amacıyla temlik işlemini gerçekleştirdiğini,ancak davalı G..."nin bakıp gözetme şartını yerine getirmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmışsa da, mirasbırakanın 200/2720 hisse oranında paydaş olduğu 230 parsel sayılı taşınmazdaki payının davalı G..."ye temlikinin hibe şeklinde gerçekleştirildiği, bu tür işlemlerde 1.4.1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı gözetildiğinde birleşen dava dosyasında tapu iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olması doğrudur. Yine tenkis talebi yönünden de birleşen dosyalar için davacı-davalılar vekilinin 25.10.2010 tarihli dilekçesinde delillerini bildirdiği ve toplanan delillerden davalıya yapılan bağışın saklı payı zedeleme kastıyla yapıldığı ispatlanamadığından tenkis isteğinin de reddine karar verilmiş olması doğrudur. Birleşen dava dosyasında davacı T... vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalılar T... ve Z... vekilinin Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/302 Esas sayılı dava dosyasındaki temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriğinden,toplanan delillerden;çekişme konusu 230 (ifraz ile 3615 ve 3616) parsel sayılı taşınmazlarda davacı G... "nin paydaş olduğu, kayıtla ilgisi bulunmayan davalıların bu yeri tasarrufu altında bulundurdukları anlaşılmaktadır.
Bu durumda,taraflar arasındaki çekişmenin çap iptale kadar geçerli olan tapu kaydına göre çözüme kavuşturulması gerektiğinden elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiş olması doğrudur. Davalılar T... ve Z... vekilinin birleşen dava bakımından değinilen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ne varki, dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri davalılar T... ve Z..."in kullandığı, davacı G..."nin de dava tarihine kadar davalılar T... ve Z..."e bir ihtarname keşide etmediği gibi bir ikazda da bulunmadığı gözetildiğinde, davalılar T... ve Z.."in taşınmazı kullanımının muvafakate dayalı olduğu, başka bir ifade ile taraflar arasında Borçlar Kanununun 299. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 379 md.) hükmü uyarınca sözlü olarak ariyet akdi yapıldığı ve dava açılmakla aynı yasanın 304. maddesi gereğince akdin feshedildiği kabul edilmelidir.
Buna göre, fuzuli şagilin (haksız kullananın) taşınmaz malikine tasarrufundan dolayı ödemekle yükümlü bulunduğu en azı kira bedeli, en fazlası mahrum kalınan gelir kaybı olan haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisille davalıların sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığı açıktır.
Hal böyle olunca; ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Davalılar T... ve Z... vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.
Birleşen Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/302 Esas sayılı dava dosyasındaki davalılar Tursun ve Z... vekilinin bu yöneilişkin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 25.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.