Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3480 Esas 2011/144 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3480
Karar No: 2011/144
Karar Tarihi: ...01.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3480 Esas 2011/144 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, ortak miras bırakanlarından kalan taşınmazın taksim edilmediğini ve taşınmazdan yararlanmasına davalının engel olduğunu belirterek miras payı oranında elatmanın önlenilmesine karar verilmesini istedi. Davalı ise taşınmazın miras bırakandan kalmadığını savundu. Mahkeme, davanın zilyetlik hükümlerine dayalı olarak açıldığı gerekçesiyle görevsizliğe karar vererek dosyayı Sulh Hukuk Mahkemesine gönderdi. Ancak temyiz edilince, yargılamanın TMK.nun 683. maddesine göre açılan elatmanın önlenilmesi davası olduğu ve dava konusu taşınmazın değerine göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerektiği belirtildi. HUMK'nun .../II-.... bendine göre Sulh Mahkemeleri görevli olsa da, TMK.nun 683. maddesine dayalı olarak açılan elatmanın önlenilmesi davalarında görevli mahkeme dava konusu taşınmazın değerine göre belirlenir. Kararda geçen kanun maddeleri: TMK.nun 981 ve devamı maddeleri, TMK.nun 683 ve devamı maddeleri, HUMK'nun .... maddesi, HUMK.nun 428. maddesi.
8. Hukuk Dairesi         2010/3480 E.  ,  2011/144 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi

    ... ile ... aralarındaki elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılamasında mahkemenin görevsizliğine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.04.2010 gün ve .../139 sayılı hükmün ...’ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın ortak miras bırakanlarından kaldığını, taksim edilmediğini, taşınmazdan yararlanmasına davalının engel olduğunu açıklayarak, miras payı oranında elatmanın önlenilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, uyuşmazlık konusu taşınmazın miras bırakandan kalmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, “davanın zilyetlik hükümlerine dayalı olarak açıldığı gerekçesiyle görevsizliğe, dosyanın kesinleşmesini takiben Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde, uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde henüz mülkiyet hakkı doğmamış zilyetliğin bulunması veya taşınmazın hukuki niteliği itibariyle zilyetlikle kazanıma elverişli olmadığı durumlarda, zilyet olunana müdahale edilmesi halinde zilyetliğin korunmasının istenebileceği düzenlenmiş bulunmaktadır. TMK.nun 683 ve devamı maddelerinde ise, tescili talep etme hakkı doğan zilyedin müdahale edene karşı elatmanın önlenilmesi davası açabileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre sırf zilyetliğin korunması talebi ile TMK.nun 981 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan davalarda, dava konusu taşınmazın değerine bakılmaksızın HUMK.nun .../II-.... bendine göre Sulh Mahkemeleri görevli bulunduğu halde, TMK.nun 683. maddesine dayalı olarak açılan elatmanın önlenilmesi davalarında görevli mahkeme dava konusu taşınmazın değerine göre belirlenir. Somut olayda davacı, dava konusu taşınmazın öncesinde miras bırakanları Memet Alkan’ın imar ve ihya ile zilyetliğinde bulunduğu, 1981 yılında ölümü üzerine mirasçılarına intikal ettiği, davalı-mirasçının tasarrufuna engel olduğu iddiasıyla miras payı oranında elatmanın önlenilmesi isteğinde bulunmuştur. Dava dilekçesindeki bu açıklamalar karşısında dava TMK.nun 683. maddesine dayalı aynı haktan kaynaklanan elatmanın önlenilmesi isteğine ilişkin bulunmaktadır. HUMK.nun .... maddesinde, görev dava konusu olunan şeyin değerine göre belirlenmiş ise, görevli mahkemenin tespitinde davanın açıldığı tarihteki değerin esas alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda iddia kapsamı, dava tarihi ve dava dilekçesinde belirtilen değer itibariyle uyuşmazlığın görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu nedenle iddia ve savunma kapsamında taraflara delillerini sunmak üzere süre ve imkan tanınması, bildirildiği takdirde taraf delillerinin toplanarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekirken, hatalı nitelendirme ve gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve ...,... TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine ....01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.