10. Hukuk Dairesi 2015/8607 E. , 2016/14496 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davacı Kurum, sigortalı ..."in 13.10.2003 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle vefat etmesi üzerine, hak sahiplerine bağlanan gelir ve yapılan masrafların davalıdan tahsilini talep etmiş olup; yargılama sonucu, Mahkemece, sigortalının ölüm nedeni ve ölüm şekli dikkate alındığında iş kazası sayılan ölüm nedeniyle davalıya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığından davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece alınan 10.04.2013 tarihli kusur raporuna göre, ölüm olayı ile yapılan iş arasında bir illiyet bağ bulunmadığı bu nedenle davalı Kurum TTK Genel Müdürlüğüne atfedilecek bir kusur olmadığının belirtildiği, yine 21.09.2013 tarihli kusur raporuna göre kişinin vefatının yaptığı iş ve çalıştığı ortamla illiyetinin olup olmadığı konusunda yalnız tanık ifadelerine göre kusur yönünden değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı, kişinin ölüm nedenini belirten ATK raporunun intikal etmesi halinde kusur yönünden değerlendirme yapılabilineceğinin belirtildiği, ... Kurulunun 30.06.2004 tarihli raporunun dosyaya eklenmesi üzerine alınan ek rapora göre ise, kişinin herhangi bir zehirlenme veya harici herhangi bir travmatik olay sonucu öldüğüne dair bir bulgu olmadığı için, ölüm olayının kişinin yaptığı iş ve çalışma ortamı ile bir illiyetinin olup olmadığı yönünde bir kanaat belirtilmesinin ve kusur değerlendirilmesi yapılmasının mümkün olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Kusur raporlarının 506 sayılı Yasa"nın 26., 4857 sayılı Yasa"nın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün 2 vd. maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasa"nın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda
bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
506 sayılı Yasanın 26. maddesinde düzenlenmiş bulunan rücu davaları, sigortalının alacağından bağımsız, kanundan doğan basit rücu hakkına dayalı olup; sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporuyla ulaşılan sonuçlar, rücu davasında bağlayıcı nitelikte bulunmamakta; 506 sayılı Yasanın 26. maddesi çerçevesinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir. (Hukuk Genel Kurulu 17.01.2010 tarih 2010/10-10 Esas, 2010/14 Karar sayılı Kararı)
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; sigortalının 4 arkadaşı ile birlikte, klavuz tabanında yeni açılmaya başlanan desandride kazı çalışması yapmak üzere tertip edildiği, etraftaki kömürü kürekle konveyör üzerine atmaya başladıktan yaklaşık 5 dakika sonra işçinin yere düşerek vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece öncelikle, sigortalının tüm tedavi evrakları ilgili yerlerden getirtilerek, tazminat dosyası ve varsa ceza dosyası da araştırılarak, zararlandırıcı olayının ne şekilde oluştuğu, dosya içeriğindeki tüm delillerle birlikte takdir olunarak, kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman olan bir kardiyoloğun da yer alacağı bilirkişi heyetinden oluşa uygun iş kazası ile ölüm arasındaki illiyet bağı araştırılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.