19. Hukuk Dairesi 2018/4089 E. , 2020/894 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı şirket temsilcisi, davalının şirket aleyhine çeke dayalı takip yaptığını, çekteki imzanın davacı şirketin yetkili temsilcisine ait olmadığını ileri sürerek davacının takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, çekteki ciranta imzasının kararkteristik özelliği olmaması nedeniyle davacı şirket temsilcisine ait olup olmadığının tespit edilemediği, incelenen fatura ve defterlere göre davacının davalıya 896,80 TL miktarında borçlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, davacının, dava konusu takipte davalıya yalnızca 896,80 TL borçlu olduğunun, arta kalan miktardan borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/14272 esas ve 2018/263 karar sayılı ve 31.10.2018 tarihli ilamı ile “Dava, İİK"nun 72. maddesi hükmü gereğince açılan menfi tespit davasıdır. Bu durumda mahkemece kurulacak hükmün olumsuz, bir başka deyişle borçlu olunmayan kısmın tespiti şeklinde olması gerekirken, 896,80 TL borçlu olunduğuna dair olumlu tespit şeklinde hüküm oluşturulup, hangi miktardan dolayı borçlu olunmayan miktarın açık bir şekilde belirtilmeyerek infazda tereddüt yaratacak biçimde, İİK’nın 72. ve HMK’nın 297. maddesi hükümlerine aykırı olarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır “ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, toplanan imza örnekleri ile birlikte Adli Tıp Kurumu" ndan alınan 16/07/2012 tarihli rapor sonucunda çekteki ciroda davacı şirket kaşesi altına atılan imzanın basit tersimli imza olması nedeniyle şirket yetkilisi ..."ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilememesi karşısında bu durumun borçlu lehine değerlendirileceği, ticari defterler üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı şirketin ticari defterlerinin açılış tasdiki yapıldığı, kapanış tasdiklerinin ise yaptırılmadığı bu nedenle defterlerin kanuna uygun suretle tutulmadığı, HMK"nun 222. maddesine göre kapanış tasdiki yapılmamış olan defterlerin sahibi lehine delil
olarak kabul edilemeyeceği yönünde düzenlenen kanun hükmü karşısında defter incelemesi sonucunda davacının davalıya 896,80-TL borçlu olduğu kabul edildiği, bakiye 9.988,02-TL için ATK raporunun karara esas alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, icra takibine konu çekten kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik yapılan kambiyo senetlerine özgü takipten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkindir. Mahkemece dava konusu çekle ilgili olarak inceleme yapılıp karar verilmesi gerekirken dava konusu olmayan taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacak borç ilişkisinin irdelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davalı dava konusu icra takibine konu çekteki ciro imzasının davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olup olmadığı tespit edilemediğinden menfi tespit davalarında ispat yükümlülüğünün davalıya ait olması sebebiyle dava konusu çekten dolayı davacı şirketin herhangi bir hukuki sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiş,kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 08.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.