Esas No: 2022/4006
Karar No: 2022/12007
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/4006 Esas 2022/12007 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/4006 E. , 2022/12007 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : İstinaf isteminin esastan reddi
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan verilen istinaf isteminin esastan reddine dair karara yönelik sanık müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Hükmolunan cezaların miktar ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, sanık müdafiinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nın 298. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
2-Sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen istinaf isteminin esastan reddine dair karara yönelik sanık müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'' ve aynı Kanunun 294. maddesinin ise; ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanık müdafiinin temyiz isteminin Bölge Adliye Mahkemesince hakkındaki hüküm yönünden bozma kararı verilen sanık ... ... ile sanık arasında menfaat çatışması bulunup sanık ...’e başka bir müdafi atanması gerektiğine, dosya kapsamındaki deliller itibariyle sanık hakkında atılı suçun sübut bulmadığına, yönelik olduğu belirlenerek anılan sebeple sınırlı olarak yapılan incelemede;
Mahkemece sanık ve temyiz dışı sanık ... ...’ya müdafii olarak Av. ... ...’nun görevlendirildiği, sanık ...’in kovuşturma aşamasındaki beyanında, bahse konu olayla bir alakasının olmadığını, sanık ...’in suçu kendisinin üzerine yıkmaya çalıştığını beyan etmesi, mahkemece 08/09/2016 tarihli duruşmada sanık müdafiinin talebine istinaden sanık ...’e ayrı bir müdafii atanması yönünde ara karar tesis edilmesi rağmen, 31/01/2017 tarihli sonraki celsede atılı suçun zorunlu müdafi gerektirmediği ve sanığın da bu yönde bir talebinin bulunmadığından bahisle sanık ...’e zorunlu müdafi atanması yönündeki ara karardan vazgeçildiği, Bölge Adliye Mahkemesince bu duruma yanlış anlam verilerek “...UYAP kayıtlarında Av. ...'nun sanık ... müdafii olarak dahi kayıtlı olduğu görülmüş ise de gerek duruşma zabıtlarında bu yönde bir kaydın bulunmayışı gerekse anılan müdafiin bu yönde bir beyanının bulunmayışı ve aşamalarda sadece sanık ... müdafii olarak kabul edildiği” şeklinde kabulde bulunulduğunun anlaşılması karşısında, aralarında menfaat çatışması bulunması sebebiyle, sanıklara ayrı ayrı müdafi görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeyerek Avukatlık Kanunu'nun 38. ve CMK'nın 152. maddelerine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, CMK’nın 304/2-a maddesi gereğince dosyanın gereğinin ifası için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Ceza Dairesine gönderilmesine, 13/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.