20. Hukuk Dairesi 2012/13351 E. , 2014/6964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosunda sınırları dava dilekçisinde yazılı iki parça taşınmazın kullanım durumlarının tesbitinin yapılmadığı iddiasıyla bu taşınmazların müvekkilleri zilyetliğinde olduğunun tesbitine ve ilgili şerhin yazılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne; fen bilirkişisi ... ve orman bilirkişisi ... "nun 20.10.2010 tarihli rapor ve ekinde (A) harfiyle gösterilen 446,34 m²"lik alanın ayrı bir parsel numarası ile 2/B vasfında Hazine adına tesbit ve tesciline, beyanlar hanesine kullanıcısının davacı ... olduğu ve içindeki tek katlı kağir ev ve garaj yapısının davacıya ait olduğunun şerhine, yine aynı raporda (B) harfiyle gösterilen 466,51 m²"lik alanın ayrı bir parsel numarası ile 2/B vasfında Hazine adına tesbit ve tesciline, beyanlar hanesine kullanıcısının davacı ... olduğu ve içindeki tek katlı betonarme evin davacıya ait olduğunun şerhine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, zilyetlik ve muhdesat şerhi verilmesi isteminden kaynaklanmaktadır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1940 yalında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman tahdidi ile 21/05/1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B bulunmaktadır. Kullanım kadastrosuna başlamadan önce, ilk olarak 2/B paftalarının aplikasyonları yapılır, varsa teknik hatalar düzeltilir ve kullanım kadastrosu bu sınırlar içinde yapılır. Kullanım kadastrosu çalışmasına tâbi 2/B parseli içinde bulunduğu halde, aplikasyon ve teknik hatanın düzeltilmesi çalışmaları sırasında yapılan yanlışlıklar sonucu kullanım kadastrosu sınırları içine alınmayan taşınmazlar varsa, kadastro komisyonunun, 2/B niteliğiyle kesinleşen bir taşınmazın bu alan dışında bırakma yetkisi bulunmadığından, bu taşınmazların 2/B niteliğiyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun ve kullanıcısının tesbiti amacıyla dava açılabilir ise de tapuya tescili ancak 2/B niteliğindeki taşınmazların maliki Hazine tarafından istenebilir. Somut olaya gelince; davacı, kullanım kadastrosu sırasında, 2/B parseli kapsamında olduğu halde, aplikasyon ve teknik hataların düzeltilmesi işlemi sırasında 2/B parselinin bir bölümünün kullanım kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı ve bu bölüm üzerinde kalan bir kısım taşınmazların kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak, sözkonusu taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tescili ve kendi adına kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmış, mahkemece talep kabul edilerek dava konuyu yerin Hazine adına tesciline karar verilmiş olması yukarıda açıklanan nedenle doğru olmadığı gibi çekişmeli taşınmazın niteliği konusunda yapılan araştırma da yeterli değildir. Şöyle ki; aynı gün temyiz incelemesi yapılan Dairenin 2012/13351, 2013/2129 ve 2013/5816 esas sayılı, mahkemenin ise 2012/12, 2011/227 ve 2011/29 esas sayılı dosyalarında dava konusu taşınmazların P.I numaralı 2/B poligonu içinde kaldığı, ancak hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporlarında tesbit edilen 2/B sınır noktaları arasında açı, eğim, yön ve uzaklık bakımından benzerlik bulunmadığı gibi dosyada bulunan aplikasyon ve 2/B haritası ile de benzerlik bulunmamaktadır. Orman kadastro haritası ile çelişen bilirkişi rapor ve krokisine dayanılarak hüküm kurulamaz.Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle kesinleşmiş orman tahdit ve 2/B tutanakları, haritaları, bu haritaların tesisine esas ölçü krokisi, ölçü ve hesap çizelgeleri getirtilmeli, bundan sonra Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda bir uzman orman mühendisi, bir harita mühendisi bilirkişiden oluşacak fen bilirkişi kurulu yardımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, uzman bilirkişi kurulu yardımıyla, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan orman sınır düzeltme çalışmasının, kesinleşmiş orman kadastrosu ve 2/B çalışması tutanak ve haritalarına uygun olarak yapılıp yapılmadığı araştırılmalı; kesinleşmiş orman kadastrosu, varsa aplikasyon ve 2/B haritaları ile Ek 4. madde gereğince düzeltilen 2/B kullanım kadastrosu sınırlarına ilişkin paftalar, ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde dava konusu taşınmazın ve komşu taşınmazların konumları işaretlenmeli; orman kadastro haritasındaki sınır noktaları, aplikasyon haritasındaki sınır noktaları ve Ek-4 çalışmasıyla düzeltilen orman sınır noktaları, kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle bilirkişilerden denetime elverişli rapor ve harita alınarak 2/B parseli sınırı ile EK-4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sınırının çakışıp çakışmadığı; çakışmıyorsa, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 2/B sahası içinde kalıp kalmadığı kesin ve denetime elverişli şekilde saptanmalıdır. Yapılacak inceleme ve araştırma sonunda, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin Ek-4. madde uyarınca yapılan düzeltme sınırının dışında ancak kullanım kadastrosuna tâbi olan 2/B sahasının içinde olduğunu ve davacının kullanımında olduğu anlaşılması halinde, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 2/B niteliğiyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun ve kullanıcısının davacı olduğunun tesbitine; Ek-4. madde uyarınca oluşturulan sınır hattının doğru olduğu ve çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 2/B sahası dışında kaldığının anlaşılması halinde ise davanın reddine karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan şekilde inceleme yapılmaksızın ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 30/06/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.