3. Hukuk Dairesi 2013/8339 E. , 2013/11433 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen menfi tespit davası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili olan Bakanlığın ... Bölge İdare Mahkemesi ile İdare ve Vergi Mahkemelerine ilişkin olarak hizmet binasında elektrik abonesi olduğunu, elektrik sayacının 10.2.2008 tarihinde davalı elemanları tarafından yapılan incelemesi sonucu, sayacın ... ve... fazlarının temas etmemesi nedeniyle sayacın eksik tüketim kaydettiği gerekçesiyle 116.815.50 TL tahakkuk yapıldığını, itirazları sonucu miktarın 66.650 TL"ye indirildiğini, sayacın bağlantılarının davalı elemanlarınca yapıldığını, klemenslerin sonradan gevşemesinin de mümkün olduğunu ileri sürerek 66.650 TL borçlu olmadığının tesbitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu yerlerde kurulu bulunan sayaçlarda bağlantı hataları nedeni ile noksan tahakkuk yapıldığını, yapılan hata nedeni ile tüm sorumluluğun davalı şirkete yüklenemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 13.HD"nin 2011/416-9455 sayılı kararı ile özetle; dava konusu alacağın 6111 sayılı kanun kapsamında olması nedeniyle bu yasa hükümlerinden faydalanmak için başvurusunun olup olmadığı hususları davacıya sorulup, talebi olduğu takdirde bu konudaki taraf delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak; yapılan yargılamada; ... ve davalı idarenin yazı cevaplarından 6111 sayılı Kanun kapsamında başvuru yapılmadığı, ancak dava konusu edilen borcun faizi ile birlikte 14/07/2011 tarihinde yatırıldığının bildirildiği, borcun yargılama sırasında faizleri ile birlikte ödenerek kapatıldığı, davanın konusunun kalmadığı, 6111 sayılı Kanun kapsamında başvuru bulunmadığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından özetle; Yargıtay 13.HD"nin 2011/416-9455 sayılı kararı ile sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına hükmettiğini, davacının işleyecek faizi de hesaba katarak hazine zararına sebebiyet vermemek için dava sonuçlanmadan borcu ödediğini, ancak bağlantı hatasının davalı kurumun teknik elemanları tarafından gerçekleştirildiğini ve mahkemece alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğu gerekçeleri ile temyiz edilmiştir.
Bozmaya uyulmuş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
İİK"nun 72/1.maddesi gereği borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığının, gerçekte var olmayan bir borç nedeni ile kendisini tehdit eden veya kendisi aleyhine icra takibi yapan kişiye karşı herhangi bir borcunun olmadığının tespiti amacıyla menfi tespit davası açabilir.
İİK"nun 72/2.maddesine göre; İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İİK"nun 72/5. maddesi gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış, veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir.
""Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir."" (... İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, ..., 2007, s.803)
O halde mahkemece, davaya konu borcun ödenmiş olduğunu öğrenmesi ile davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam edilmesi gerekirken, davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.