Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında Y. Köyü çalışma alanı içerisinde bulunan 210 ada 42 parsel sayılı 749.531,31 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz yaylak vasfıyla sınırlandırılmıştır. Davacı M.. G.., tapu ve vergi kaydı ile miras yoluyla gelen hakka dayanarak yapılan sınırlandırmanın iptali ve taşınmazın bir bölümünün miras bırakanı ve dedesi A.G. mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı M.. G.. tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, taşınmazın uzman bilirkişi raporuna göre mera niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, mera komisyon işleminin iptali istemi ile Asliye Mahkemesinde açılmış ise de dava tarihi itibariyle mera komisyonunca verilmiş bir tahsis kararı bulunmadığı gibi yargılama aşamasında davacı tarafça ileri sürülen iddia ve tüm dosya kapsamına göre davanın, çekişmeli 210 ada 42 parsel sayılı taşınmazın bir bölümüne yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki dava askı ilan tarihlerinden sonra genel mahkemede açılmış ise de, çekişmeli 210 ada 42 sayılı parsel hakkında davanın açıldığı tarih itibariyle Kadastro Mahkemesinde görülen 2000/645 Esas sayılı davanın olduğu dosyaya getirtilen belgelerden anlaşılmaktadır. Her ne kadar, Kadastro Mahkemesinin 2009/645 Esas sayılı dosyası 2014/58 Karar numarası ile 27.01.2014 tarihinde sonuçlanmış ise de, eldeki dava çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağı kesinleşmediği, dolayısıyla sicilin henüz oluşmadığı bir tarihte Asliye Mahkemesinde açılmıştır. Kadastro tutanağı kesinleşmeyen taşınmazlarla ilgili olarak sicil oluşturma görevi Kadastro Mahkemesine ait olup, mahkemece, kamu düzeninden olan görev hususu re"sen nazara alınarak mahkemenin görevsizliğe ve dosyanın Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.