6. Ceza Dairesi 2019/590 E. , 2019/1785 K.
"İçtihat Metni" Yağma, kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık ..."in, yağma suçundan beraatine, kasten yaralama ve hakaret suçlarından mahkûmiyetine ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin 02/04/2014 tarihli ve 2013/133 esas, 2014/53 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin 20/05/2014 tarihli ve 2014/187 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyada;
Dosya kapsamına göre; sanığın, yağma suçundan beraatine karar verilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesinde Yargıtay 6. Ceza Dairesi 25/09/2018 tarihli ve 2016/942 esas, 2018/5782 karar sayılı ilâmı ile "Sanık ... hakkında, mağdur ..." ya yönelik eylemi nedeniyle, TCK’nin 148/2, 150/1. maddesi delaletiyle 86/2, 150/2,..., 53, 58, 63. maddeleri uyarınca açılan kamu davasını yürüten mahkemenin iddianamede öngörülen bu eylemlere yönelik sınırlı değerlendirme yaparak yağmanın daha az cezai gerektiren hali olan 5237 sayılı TCK"nin 150/1. maddesinde düzenlenen hukuki alacağı tahsil amacıyla yaralama suçundan hüküm kurması gerekirken, yağma suçunun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle beraat; doğrudan kasten yaralama suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması şeklinde karar vermek suretiyle, birbiri ile çelişen iki ayrı kesin sonuç doğuran dosya ile örtüşmeyen yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle hukuk kurallarına aykırı davranılması" şeklindeki gerekçe ile bozulması karşısında,
Mahkemesince, sanık hakkında uygulanacak temel ceza belirlenirken, üzerine atılı yağma suçunun Türk Ceza Kanunu sistematiğine göre yağma ve nitelikli yağma suçlarına ilişkin 148. ve 149. maddelerden sonra gelmek üzere daha az cezayı gerektiren hal olarak düzenlenen 150/1. maddesi delaletiyle kasten yaralamaya hükmetmesi gerekirken, anılan yağma suçundan beraatine karar verilip, iddianamede düzenlenmeyen ve dosya içeriğine uygun olmayan 5237 sayılı Kanun"un 86/2. maddesinde yer alan kasten yaralama suçuna ilişkin kanun maddeleri doğrudan uygulanarak hüküm kurulduğu ve iki hüküm arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmakla, merciince belirtilen nedenlerle sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik itirazın kabûlüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması talep edilen dosyada;
Sinop Cumhuriyet Başsavcılığı 09.09.2013 gün, 2013/2467 soruşturma, 2013/867 esas ve 2013/81 iddianame numarası ile sanık ... hakkında müşteki ..." ya yönelik eylemleri nedeniyle TCK’nin 148/2, 150/1.maddesi delaletiyle 86/2, 150/2,..., 53, 58, 63. maddeleri uyarınca hukuki alacağı tahsil etmek amacıyla yağma suçlarından kamu davası açıldığı;
Anılan suçlarla ilgili olarak; Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin 02.04.2014 gün 2013/133 esas ve 2014/53 karar sayılı ilamı ile; sanık ... hakkında yağma suçundan beraatine, kasten yaralama suçundan TCK"nin 86/2, 29/1, 62. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile mahkumiyeti hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği;
Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması, esas itibariyle bünyesinde iki karar barındıran bir kurumdur. İlk karar teknik anlamda hüküm sayılan, ancak açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle hukuken varlık kazanamayan, bu nedenle hüküm ifade etmeyen, koşullara uyulması halinde düşme hükmüne dönüşecek, koşullara uyulmaması halinde ise varlık kazanacak olan mahkûmiyet hükmüdür. İkinci karar ise, bu ön hükmün üzerine inşa edilen ve önceki hükmün varlık kazanmasını engelleyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıdır. Bu ikinci kararın en temel ve belirgin özelliği, varlığı devam ettiği sürece, ön hükmün hukuken sonuç doğurma özelliği kazanamamasıdır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraz yasa yoluna tabi bulunması nedeniyle, gerek itiraz edilerek gerekse itiraz yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde, olağanüstü bir yasa yolu olan yasa yararına bozma konusu yapılabileceğinde kuşku bulunmamaktadır. Ancak, yasa yararına bozma yasa yolunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 5271 sayılı CYY’nin 309. maddesinde aleyhe bozma yasağının sadece davanın esasını çözümleyen hükümlerle sınırlı olarak kabul edilmesi nedeniyle 5271 sayılı Yasanın 5-14. fıkralarındaki koşullar kapsamında denetlenerek, somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığı, ceza miktarı, daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkûmiyet, zararın giderilip giderilmediği, suçun İnkılap Yasasında belirtilen suçlardan bulunup bulunmadığı, Askeri Ceza Yasası ile büyükler açısından 3713 sayılı Yasa kapsamındaki suçlardan olup olmadığı ve denetim süresinin doğru tayin edilip edilmediği gibi hususlara ilişkin hukuka aykırılıklar nedeniyle bozulabilecek, saptanan hukuka aykırılıkların yeni bir yargılamayı gerektirdiği ahvalde yeniden yargılama yapılarak karardaki hukuka aykırılığın giderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilecek, yargılama gerekmeyen ahvalde ise hukuka aykırılık Yargıtay ilgili ceza dairesince veya Ceza Genel Kurulunca giderilecektir. Burada unutulmaması gereken husus, bu yasa yolunda denetlenenin hüküm olmayıp hükmün üzerine inşa edilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı olduğudur.
Somut olayda; Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin 02.04.2014 gün, 2013/133 esas ve 2014/53 karar sayılı ilamında, sanık ... hakkında müşteki ..."yu yaralama suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları ön hüküm olup kanuni şartlarının gerçekleşmesi halinde sonuç doğuran karar olduğu ancak anılan kararın gerekçesinde, yağmanın daha az cezayı gerektiren hali olan 5237 sayılı TCK"nin 150/1. maddesinde düzenlenen hukuki alacağı tahsil amacıyla yaralama suçundan “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı verildikten sonra nitelikli yağma suçundan bu kere farklı hukuki sonuçlar doğuran “Beraat” kararı verilmek suretiyle, birbiri içerisinde çelişen uygulamalara yer verilerek uygulama birliğine aykırı davranıldığı anlaşıldığından, merciince sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik itirazın kabûlüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla;
TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile, Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin 20.05.2014 gün, 2014/187 Değişik İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309.maddesi gereğince BOZULMASINA, yerel Mahkemece kanun yararına bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline gönderilmesine, 19.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.