17. Hukuk Dairesi 2018/935 E. , 2020/4792 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun alacaklarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazlarını diğer davalılara devrettiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Mahkemenin, davanın reddine ilişkin kararı, Dairemizin 12.03.2015 tarih 2013/18229 Esas 2015/4163 Karar sayılı ilamı ile borçlunun aciz halinin sabit olduğundan davanın esasına girilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra davalı ... aleyhine açılan davanın feragat nedeni ile reddine diğer davalılar yönünden borçlu ile yakınlık ve akrabalık bulunmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve vekalet ücreti yönünden davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, bozmaya uygun olarak karar verilmiş bulunmasına ve vekalet ücretinin talep gibi hükmedilmiş olması nedeni ile davalı ... vekilinin tüm, davalılar Mürşide ve ..."nin dördüncü kişi olup kötü niyetlerinin ispatlanmamış olmaları nedeni ile davalı ..."nin taşınmazı rayiç bedel ile aldığı banka kayıtları ile sabit olup borçlu ile yakınlık ve tanışıklığı ispat edilmemiş olmalarına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir.
Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir.
Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde
üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Somut olayda borç kaynağı 20.05.2005 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup tasarruflar bu tarihten sonra 28.12.2005, 08.01.2006 ve 29.03.2006 tarihlerinde yapılmış, takip kesinleşmiş ve borçlunun aciz hali sabit olmuş, dava 5 yıllık yasal sürede açılmıştır.
Dava konularına göre İİK"nun 278, 279 ve 280. maddeleri yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapmak gerekirse;
a) Dava konularından 13909 ada 6 nolu parsel 24 nolu bağımsız bölümdeki borçlu hissesini 29.03.2006 tarihinde davalı kardeşi ..."e satmıştır. Borçlu davalı üçüncü kişi ..."in kardeş oldukları sabit olduğundan aralarındaki tasarrufun İİK"nun 278/3-1 maddesi gereğince iptali gerekir. Aynı taşınmaz 21.11.2006 tarihinde davalı ... tarafından davalı ..."e satılmıştır. Davalı ... borçlu ile aynı yer nüfusuna kayıtlı olup aynı faaliyet alanında aynı sanayii bölgesinde iştigal ettiğinden, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve alacakılarını ızrar kastını bildiğinin kabulü ile bu tasarrufunda İİK"nun 280/1. maddesi gereğince iptali gerekir. Davalı ... taşınmazı 12.08.2008 tarihinde davalı ..."ye satmış ise de davalı ..."nin borçluyu tanıdığı mali durumu hakkında bilgi sahibi olduğu davacı tarafından ispat edilemediğinden anılan şahıs yönünden davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu durumda İİK"nun 283/2. maddesi gereğince, taşınmazın elden çıkarıldığı davalı ... için 21.11.2006 tarihinde, davalı ... için 12.08.2008 tarihindeki değeri bilirkişi tarafından 55.000,00 TL olarak belirlendiğinden borçlunun 1/2 hissesine tekabül eden 22.500,00 TL ile davalılar ... ve ..."in mütesilsilen tazminatla sorumlu olmaları gerekirken hatalı değerlerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
b)Dava konularından 15860 ada 10 nolu parsel borçlu tarafından 08.01.2006 tarihinde davalı ..."ye satılmıştır. Dosya içerisinde mevcut Konya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/248 Esas 2012/493 Karar sayılı dosyasından, istihkak iddiasında bulunan ..."in 01.01.1996"dan 2006 yılının 11 ayına kadar borçluya ait işyerinde sigortalı işçi olduğu sabit olup davalı ..."nin bu şahsın kardeşi olduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun uzun yıllardır sigortalı işcisinin kızkardeşi olan ..."nin borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastını bildiğinin kabulü ile bu tasarrufunda İİK"nun 280/1. maddesi gereğince iptali gerekir.
Davalı ... taşınmazı 21.12.2006 tarihinde davalı ..."ye satmış ise de ..."nin borçluyu tanıdığı mali durumu hakkında bilgi sahibi olduğu davacı tarafından ispat edilemediğinden anılan şahıs yönünden davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bilirkişi taşınmazın 21.12.2006 tarihindeki değerini 95.000,00 TL olarak belirlediğinden davacı ..."nin de 95.000,00 TL tazminat ile sorumlu olduğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bendin (a) ve (b) fıkralarında açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.