10. Hukuk Dairesi 2016/11214 E. , 2016/14353 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dava; 12.12.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahipleri ile aynı olay nedeniyle malûl kalan diğer sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir, tedavi giderleri, geçici iş göremezlik ödeneği ve cenaze giderlerinin rücuan tahsiline ilişkindir.
2- 506 sayılı Kanunun 26. maddesine dayanan rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
Olayda yaralanan sigortalı ... ’a bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir ile geçici iş göremezlik ödeneğinin tahsili yönünden, bir önceki bozma ilamımızda, sigortalı ... ’ın iş kazasına uğramasında aynı olayda vefat eden sigortalı ... ’in ne gibi bir etkisinin olduğu ile ceza dava dosyasının sonucuna göre yeniden bir kusur raporu aldırılması istenilmiş, kesinleşen ceza dava dosyasında ... ’ın asli, ... ’nin tali, sigortalı ... ’in tali kusurlu olduğu belirtilmiş, bozma sonrası işbu dosyadan alınan kusur raporunda ise davalı şirketin %70 (%10’u ... ’a ait), Sigortalı ... ’in %30 kusurlu olduğu, ... ’nin çalışan olmadığı, gelir mükellefi olmadığı, kazadan sonra geriye dönük sözleşme imzaladığı bu nedenle kusurunun bulunmadığı belirtilmiş ise de, sigortalı ... ’in, ... ’un yaralanmasına ilişkin olayda ne gibi bir kusuru olduğu ile yine sigortalı ... ’un kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının ayrıntılı olarak tartışılmadığı anlaşılmıştır.
Belirtilen açıklamalar ışığında mahkemece yeniden, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
3-506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.
Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise; asıl işverenden istenilen işin, asıl iş ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, ... ’nin alt işveren olup olmadığı yönünde yapılacak araştırmada, ceza dava dosyasındaki deliller ile işbu dosyadaki kurum müfettiş raporundaki deliller daha detaylı incelenmeli, ilgilinin adli para cezası ile mahkum olduğu anlaşıldığından ceza dosyası sonucu beklenilmeli, bu şekilde taraflar arasındaki ilişki tüm ayrıntılarıyla araştırılıp sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
4- Öte yandan, olayda vefat eden sigortalı ... için hak sahibi ... ’a bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararı için her ne kadar kesinleşmiş karar var ise de, işbu davada hak sahibi ... ’a da gelir bağlandığı anlaşılmakla, davacı talebi net olarak açıklattırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca araştırma yapılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 29.11.2016 gününde oybirliği ile karar verildi
-