10. Hukuk Dairesi 2015/15954 E. , 2016/14352 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, aksi kurum işleminin iptali, ... emeklilik sigortasına giriş olan 07.05.1984 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesi ve yurtdışı çalışması devam ederken Türkiye"den emekli olabilme hakkının tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresini düzenleyen 5510 sayılı Yasanın 38’inci madde hükmü; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcını; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20’nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edileceğini; kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşının ikmal edildiği tarihte başlamış olacağını, bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayısı hesabına dahil edileceğini öngörürken, Uluslararası sosyal güvenlik sözleşme hükümlerinin saklı bulunduğu ifade edilmiştir.
Öte yandan, Anayasamızın 90/son maddesi uyarınca, yöntemince yürürlüğe konulmuş Uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde olduğu gibi, normlar hiyerarşisi yönünden uluslararası sözleşme kurallarına uygulamada yasal güç tanınmakta ve bu kuralların uygulanma önceliği de haiz bulunmaktadır.
07.04.1969 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile Avusturya Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin Türk Mevzuatına Göre Yapılan Yardımlar başlıklı II.Fasılda düzenlenen konuya ilişkin Sözleşmenin 21’inci maddesi “ Yardım Hakkının Tespiti..
(b) Bir kişi Türkiye’de sigortalı olmadan önce Avusturya mevzuatına göre emeklilik sigortasına tabi olmuş ise, Türk mevzuatının uygulanmasında Avusturya’daki sigortalılığın başlangıcı, sigortaya ilk giriş tarihi olarak kabul edilir.” hükmünü öngörmüştür.
Anılan Uluslararası sözleşme hükmü ile, sözleşme hükmünün düzenlendiği bölüm birlikte değerlendirildiğinde; bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, sözleşme hükmü kapsamında, Avusturya Emeklilik sigortasına girmiş bulunması halinde, bu giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edilmesi gerekecektir.
Somut olayda, dava dosyası içerisinde yer alan Avusturya sigorta kurumuna ait sigorta hesabında, davaya konu yapılan ve rant sigortasına giriş tarihi olarak öngörülen 07.05.1984 tarihini de içeren 27.07.1982-07.05.1984 tarihleri arası dönemde “... (Çırak İşçi)" kayıtlı bulunması karşısında; anılan sigorta hesabındaki kayıtlı sürelerin, yukarıda bahsedilen Uluslararası Sözleşme hükmü kapsamında, Avusturya Emeklilik sigortası kapsamında bir sigortalılık süresi olup olmadığı usulünce araştırılmalıdır. Yapılacak araştırma neticesi, Emeklilik sigortası kapsamında bulunduğunun anlaşılması halinde şimdiki gibi; aksi durumda ise, işçi statüsünde çalışmağa başlama tarihi olan 04.06.1984 tarihi esas alınarak varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.