15. Ceza Dairesi 2014/22011 E. , 2017/10216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : a-TCK"nın 158/1-d-e, 43/1, 62, 52/2-4, 53/1-3,63 maddeleri gereğince iki kez mahkumiyet
b-TCK"nın 204/1,43/1, 62, 53/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık hakkında resmi evrakta sahtecilik suçundan verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın ... ve ... adlarına düzenlenmiş, kendi resmi yapıştırılmış iki nüfus cüzdanını kullanması şeklinde kabul edilen olayda, iki ayrı resmi belgede sahtecilik suçunun oluşmasına rağmen sanık hakkında tek suç kabulü ile TCK"nın 43. maddesinin uygulanması ve sanığın ... sahte kimliği ile .... ve ...şirketlerini kurarken kanun hükmü gereği sahteliği ispat oluncaya kadar geçerli belgelerden olan Noter imza sürküleri düzenlettirip kullandığı dikkate alınarak eyleminin TCK"nın 204/1-3 maddelerine uyduğu dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre;sanık ve müdafinin atılı suçun unsurlarının oluşmadığına, eksik inceleme ile karar verildiğine dair temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2- Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın ve hakkındaki dosya tefrik edilen ..."in, 27/04/2004 tarihinde ".... isimli şirketi" sanık ..."in müşteki ..."un, sanık ..."in de müşteki ... kimliklerini sahte olarak düzenlemek suretiyle kendi fotoğraflarını yapıştırarak ve kullanarak her iki sanığın ortak olarak göründükleri bu şirketi kurdukları, yine aynı şekilde 06/05/2004 tarihinde "...isimli şirketin"kuruluşu sırasında da aynı müştekilerin kimliklerini kullanarak ortak olarak göründükleri bu şirketi kurdukları, sanıkların baştan itibaren sahte kimlikler oluşturmak suretiyle kurmuş oldukları şirketler vasıtasıyla piyasaya gerçek alım satımdan kaynaklanmayan faturaları komisyon karşılığında verdikleri, bu işlemler sonucu doğan toplamda her iki şirkete ait 139.447.052 TL vergi kaybına neden oldukları, iddialarına ilişkin olayda;
Sanıkların kurdukları bu şirketler ile elde ettikleri haksız kazancın devlete olan vergi borçları olarak kabul edilmesine ve bunun dışında gerçek ya da tüzelkişilere yönelik olarak haksız menfaat elde ettiklerine veya teşebbüs ettiklerine dair iddia ve kabulün bulunmadığının anlaşılması ve sanıklar hakkında .... şirketi nezdindeki faaliyetleri nedeni ile 213 Sayılı VUK"nun 359. maddesine muhalefet eylemleri nedeni ile Ümraniye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/2129 esas sayılı dosyası üzerinden yargılamalarının yapıldığının dosya kapsamından anlaşılması karşısında, sözkonusu Ümraniye 2.Asliye Ceza Mahkemesinin bu dosyası getirtilip incelenerek, aradaki fiili ve hukuki irtibat nedeni ile bulunduğu aşama itibarı ile birleştirilmesi mümkün olduğu takdirde birleştirilmesi, bu olmadığı takdirde dosyada bulunan evrakların onaylı suretleri denetime imkan verecek şekilde dosya içine alınarak, incelenmesi ve sanığın eyleminin bir bütün halinde 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 359/b. maddesi kapsamında düzenlenen suçun yasal unsurlarını oluşturup oluşturmadığı tartışılarak ve sanıklar hakkında.... şirketine ilişkin olarak 2013 sayılı VUK"na muhalefetten açılmış bir dava olup olmadığı araştırılarak var ise ilgili dosyanın da celbi ile mümkün ise birleştirilmesi değil ise onaylı örneklerinin alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekmesine rağmen, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.