8. Hukuk Dairesi 2012/13056 E. , 2012/13379 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Takibin İptali
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Alacaklı ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından borçlular ..., Madencilik, Sanayi ve Ticaret Ldt. Şti. ile... hakkında limit ipoteğine dayalı olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe başlanmış, borçlulara örnek 6 numaralı icra emri tebliğ edilmiş; borçlulardan ..., Madencilik, Sanayi ve Ticaret Ldt. Şti vekili icra mahkemesine başvurusunda müvekkili şirkete ihtar tebliğinin usulsüz olduğunu, bu nedenle hesap kat ihtarı kesinleşmediğinden icra emri gönderilemeyeceğini belirterek takibin iptalini talep etmiştir. Alacaklı vekilince verilen cevap dilekçesinde, tebligatın usulüne uygun olduğu, adres değişikliği bildirilmediği gibi, ayrıca taraflar arasında 01.09.2006 tarihli satış sözleşmesi bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi istenmiştir. İcra mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, hesap kat ihtarı tebligatının usulüne uygun olduğundan bahisle şikayetin reddine karar verilmiştir.
İİK.nun 150/ı maddesinde, “Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli krediler şeklinde işleyen nakdi veya gayri nakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu, kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin noter marifeti ile krediyi kullanan tarafa gönderildiğine dair noterden tasdikli bir sureti İcra Müdürlüğüne ibraz ederse İcra Müdürü İİK.nun 149. maddesi gereğince işlem yapar.” hükmüne yer verilmiştir.
İİK.nun 149. maddesi ise; ipotek akit tablosunun kayıtsız, şartsız para borcu ikrar"ı ihtiva etmesi ve alacağın muaccel olması halinde icra emri gönderileceğini öngörmektedir. Her ne kadar İİK.nun 150/ı maddesinde; krediye kullandıran taraf sözcüğüne yer verilmiş ise de, maddede yer verilen “borçlu cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredi ve yarı nakdi kredi” terimleri münhasıran banka hukukuna ait terimlerdir. Banka hukukunda borçlu cari hesap “banka müşterisinin bir limit dahilinde çeşitli nakdi ve gayri nakdi kredileri kullandığı” (yani hesaptan para çektiği, havale ve temlik yaptığı ya da teminat mektubu, aval ve kefalet gibi bankanın itibarına dayanan krediler talep ettiği) sözleşmeyi ifade eder. Banka müşterisi borçlu cari hesabın vadeli olması halinde vade sonunda, vadesiz olması halinde ise hesap kesilerek sözleşme sona erdirildiğinde kredi borcunu ödeyebileceği gibi, kredi süresi içinde de vadesi gelmemiş kredi borcunu kısmen veya tamamen ödeyerek cari hesaptaki borcunu her zaman azaltabilir ve sıfırlayabilir. Ne var ki, borcundan fazla ödeme yaparak alacaklı duruma geçemez. Dolayısıyla İİK.nun 150/ı. maddesinde anılan “borçlu cari hesap” terimi her türlü cari hesap sözleşmesini kapsayacak genişlikte değildir. Borçlu cari hesap, Ticaret Kanunu"nun 87. maddesindeki tanımda yer verilen, “birbirinden olan alacakları ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçmek” unsurunu içermediğinden TTK.nun"da belirlenen bir cari hesap sözleşmesi değildir. (Prof. Dr. Ali Can Budak, İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İlamlı Takipler sayfa 165) Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli nakdi veya gayri nakdi kredi şeklinde işleyen sözleşmelere bankaların dışında başka bir gerçek veya tüzel kişinin taraf olması, yürürlükteki durum karşısında kural olarak söz konusu değildir. Bu nedenle maddedeki ayrıcalıktan sadece bankalar yararlanabilir ve İİK.nun 150/ı maddesinde yer verilen, borçlu cari hesap şeklinde işleyen krediyi kullandıran tarafın ancak bir banka olabileceğinin kabulü gerekir. (Erdal Tercan-İpoteğin Paraya Çevrilmesinde Kredi Kurumlarının Özel Durumu sayfa 90).
Somut olayda, icra takip dosyasının incelenmesinde, ipoteğin alacaklı şirket ile borçlu ... Madencilik Sanayi ve Ticaret Ldt. Şti. arasında şirketin defter ve kayıtlarında, cari hesaplarında ürettiği veya sattığı çeşitli ürünlerin ticari ilişkilerinden doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği ve üst sınır (limit) ipoteği olduğu, alacaklı tarafından ticari alışveriş sözleşmesinden kaynaklanan alacağın ödenmesi için borçluya ihtarname gönderilerek, İİK.nun 150/ı maddesi uyarınca takibin başlatıldığı anlaşılmıştır.
İcra takibine dayanak ihtarnamelerde söz edilen “cari hesap sözleşmesi” bankaların kullandırdığı İİK.nun 150/ı maddesinde yazılı nitelikte bir kredi olmadığından ve alacağın varlığı ile muaccel olup olmadığı hususu yargılamayı gerektirdiğinden ilamlı icra yolu ile takibe konu edilemez.
Bu durumda mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine
28.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.