15. Ceza Dairesi 2014/19759 E. , 2017/10197 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : a-TCK"nın 158/1-f-son, 62, 52/2, 53/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
b-TCK"nın 204/1, 53/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün savunmasında beyan ettiği adresine gidildiğinde sanığın bu adresten taşındığının bildirilmesi üzerine, adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi araştırılmaksızın daha önce tebliğat yapılmayan aynı adrese Tebliğat Kanunu 35. maddeye göre yapılan tebliğatın usulsüz olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-Sanık hakkında resmi evrakta sahtecilik suçundan verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın satın aldığı hayvanlara karşılık olarak katılana verdiği, keşidecisinin elinden rızası dışında çıkan ve sanık tarafından ön yüzü doldurulup, keşideci yerine imzalanıp, arkası cirolanan çeki kullanmak suretiyle atılı suçu işlediğinin anlaşılması karşısında, mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin, atılı suçun unsurlarının oluşmadığına dair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi gereğince "mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 2/b fıkrası dördüncü parağrafından sonra gelmek üzere “Sanığın Ankara 22.Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/822 (E)- 2004/820 (K) sayılı ilamı ile mükerrir olduğu anlaşılmakla, cezasının 5237 sayılı TCK"nın 58/6 maddesi gereğince Mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve TCK’nın 58/7. maddesi gereğince cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” cümlesi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık ile katılan arasında 2008 yılı 8 ayında başlayan ticari ilişki olduğu, bu ilişki kapsamında sanığın katılandan aldığı hayvanlara nedeniyle doğan borcuna karşılık söz konusu çek ile bir adet senet verdiğini, bu çek ve senetlerin verilmesi sırasında herhangi bir alış veriş olmadığını bunun Tarım il müdürlüğü kayıtları ile ispatlanabileceğini bildirmesi karşısında, ... C.G.K"nın 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı belirtildiğinden, taraflar arasındaki borç ilişkisinin ne zaman doğduğunun tereddüte mahal vermeyecek şekilde saptanmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
a-Mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58. Maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b-TCK’nın 158/1-f-son maddesine göre adli para cezasının, aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, elde edilen haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel gün birim sayısı üzerinden belirlenip, artırım ve indirimlerin yapılmasından sonra elde edilen sonuç gün birim sayısının, 20-100 TL arasında tespit edilecek bir gün karşılığı para miktarı ile çarpılması suretiyle tayin edilmesi gerekirken, temel cezanın 1000 gün olarak belirlenip, 20,00 TL’den çevrilmesinden sonra, belirlenen cezanın haksız menfaat miktarının iki katından az olduğundan bahisle bu meblağa çıkarılarak infazda tereddüte neden olunması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ile mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 27/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.