15. Ceza Dairesi 2017/3787 E. , 2017/10190 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1)Sanık ... hakkında;
her iki suçtan beraat
2)Sanık ... hakkında;
a) Nitelikli doalandırıcılık suçundan TCK.nun 158/1-h, 62, 52/2, 52/4, 53/1-2-3, 51/1-3-6-7-8. maddeleri gereğince mahkumiyet
b) Resmi belgede sahtecilik suçundan TCK.nun 204/1, 62, 53/1-2-3. maddeleri ve CMK.nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık ..."nin beraatine, sanık ..."nin nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm ve resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar sanıklar müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında 20/05/2005, 20/10/2005 ve 21/10/2005 olarak yazılan suç tarihlerinin 20/09/2005, 20/10/2005 ve 20/11/2005 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
....Deposu yetkilisi olan sanıkların katılan şirketten satın aldıkları ürünler karşılığında sanık ..."nin asıl borçlu, sanık ..."nin ise kefil olarak gözüktüğü 3 adet senedi üçüncü kişilere imzalatarak katılan şirket görevlilerine verdikleri, borcun ödenmemesi nedeniyle katılan şirket tarafından icra takibi başlatılması üzerine, sanık ... tarafından senetler üzerindeki imzaya itiraz ederek icra takibinin durmasını sağladığının iddia edildiği somut olayda;
A) Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
5271 sayılı CMK"nun 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMUK"nun 264.maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran sanığın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere ... Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
B) Sanık ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde:
1- Sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Sanık müdafiinin 13/12/2012 tarihinde yüzüne karşı verilen hükmü, 1412 sayılı CMUK"nın 310/1 maddesinde belirlenen bir haftalık süre geçtikten sonra 11/01/2013 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakla, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Sanık ..."nin .... Deposu isimli işyerinin yetkilisi olmadığı, suça konu senetler üzerindeki kefil kısmında bulunan "......" katılan şirket çalışanı ... tarafından yazıldığı, sanık adına atılan imzanın adı geçen sanığa ait olmamakla birlikte kim tarafından atıldığının tespit edilemediği, bu nedenle adı geçen sanığın üzerine atılı suçları işlediğinin sabit olmadığına ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, sanığın atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeter nitelikte delil elde edilemediğinin mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
C) Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelemesinde;
Katılana ait işyerinin İstanbul şubesinde çalışan tanıklar ... ve ..."ın ifadelerinde, işyerine gelen sanıklarla ücretin peşin verilmesi konusunda anlaşarak ürünleri teslim ettiklerini, ancak sanıkların borcu ödemeyerek, bir buçuk ay sonra sanık ..."nin borca karşılık suça konu senetleri getirdiğini beyan ettikleri, bu haliyle suça konu senetlerin önceden doğan borç nedeniyle verildiği ve sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkumiyetine hüküm verilmesi,
Kabule göre de;
Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.