22. Hukuk Dairesi 2016/16002 E. , 2016/25604 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, ödenmeyen sendika aidat alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili sendika ile ...Belediye Başkanlığı arasında toplu iş sözleşmeleri bağıtlandığını, davalıya bağlı işyerlerinde çalışan işçilerin ücretlerinden üyelik ve dayanışma aidatlarının kesilmesi talebini içeren yazının davalıya tebliğ edildiğini, ancak mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu"na göre kesilmesi gereken üyelik ve dayanışma aidatlarının, toplu iş sözleşmesine göre belirlenmiş süre içerisinde davalı tarafından ödenmesi gerekirken ödenmediğini ileri sürerek tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dava, maddi olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 2821 sayılı Kanun"un 61. maddesi kapsamında, sendika üyelik ve dayanışma aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mülga 2821 sayılı Kanun"un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre "İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesini tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya göndermeye mecburdur." Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise "Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerini uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır" hükmü yer almaktadır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun "Borçlunun temerrüdü" başlıklı 101. maddesinin birinci fıkrasına göre de "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur." aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise "Borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen ihbarda bulunmak suretiyle tespit etmiş ise, mücerret bu günün hitamı ile borçlu mütemerrit olur."
Toplu İş Sözleşmelerinde kesilen aidatın ne zaman sendikaya yatırılacağı hususu düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmeli, düzenlenmemiş ise taraf sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerekir. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise dava ve ıslah tarihi temerrüt tarihini oluşturmaktadır.
Bu genel açıklamalar ışığında tarafların temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İnceleme konusu davada, taraflar arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmelerinde, üyelik ve dayanışma aidatlarının, işçi ücretleri ödendikten sonra bir ay içinde sendikaya ödeneceği düzenlenmiştir.
Dosya içeriğine göre, davalı belediye tarafından her ay işçilerden aidat kesintisi yapıldığı ve kesinti yapılan işçi listesinin düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu itibarla, mahkemece, toplu iş sözleşmeleri gereği belirlenecek temerrüt tarihlerinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, hüküm altına alınan alacağa hem dava ve ıslah tarihinden hem de temerrüt tarihlerinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, bu hatanın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca halen yürürlükte olan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararda, hüküm fıkrasının birinci paragrafında yer alan “5.000,00 TL"sinin dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek” rakam ve sözcüklerinin hükümden çıkarılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacıdan alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 21.11.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.