8. Hukuk Dairesi 2012/13672 E. , 2012/13337 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Sınırlandırmanın iptali ve tescil
... ile ... Köyü Tüzel Kişiliği ve dahili davalı Hazine aralarındaki sınırlandırmanın iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.04.2011 gün ve 104/76 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi dahili davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, miras yoluyla intikal, eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayanarak, uyuşmazlık konusu 107 ada 64 sayılı mera parselinin sınırlandırılmasının iptali ile vekil edeninin mirasbırakanı ... Karabulut"un tüm mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi, dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun biçimde tebliğ edildiği halde, yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya cevap vermemiştir.
Dahili davalı Hazine temsilcisi, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, zilyetlik yoluyla kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 107 ada 64 parsel sayılı taşınmazın sınırlandırmasının iptali ile, davacının kök mirasbırakanı ....mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; kadastro sırasında, dava dışı 107 ada 24 ve 26 sayılı parsellere uygulanan 1937 tarih ve 130 tahrir numaralı vergi kaydının kuzey, güney ve doğu sınırları tarla (gerçek kişiler adına), batı sınırı ise "mera" okuması nedeniyle, vergi kaydının miktarı kadar yerin dava dışı 107 ada 24 ve 26 sayılı parseller olarak tespit ve tescil edildiği, miktar fazlasının ise sabit sınır olmayan ve genişlemeye elverişli batı yönü olan dava konusu 107 ada 64 ve dava dışı aynı ada 65 sayılı parseller olarak "mera" niteliğiyle sınırlandırıldığı, ziraatçi bilirkişinin 27.04.2011 Hakim havale tarihli raporunda nizalı taşınmazın batı yönünde tepeye doğru uzanan uç kısımlarında yaklaşık 5-6 metre genişlemeler olduğu ve bu kısımdaki sınırın net olmadığı, toprak yapısının iç kısımlara göre daha büyük yapıda bulunduğu ve üzerinde mera parseline ait ot köklerinin bulunduğu bildirilmiştir. Hal böyle iken, dava dışı 107 ada 24 parsel sayılı taşınmaza uygulanan 1937 tarihli vergi kaydının, dava konusu yeri mera olarak göstermesi, nizalı taşınmazın batı sınırının halen eylemli mera niteliğinde bulunması karşısında, uyuşmazlık konusu taşınmazın meradan açma ( kazanılan) yer olduğunun kabulü gerekir. Mera niteliğinde bulunan böyle bir yerin, zamanla sürülerek tarım arazisi haline dönüştürülmesi, taşınmazın öncesinin mera olduğu gerçeğini ortadan kaldırmayacağından, bu nitelikteki yerlerin zilyetlik yoluyla iktisabı mümkün değildir.
Tüm açıklamalar karşısında; dava konusu yerin, Devlet"in hüküm ve tasarrufu altındaki kamunun yararlandığı mera niteliğindeki kamu mallarından bulunduğu ve özel mülkiyete konu edilemeyeceği gözden kaçırılarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken zilyetlik yoluyla kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Dahili davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 28.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.