8. Hukuk Dairesi 2012/6716 E. , 2012/13334 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
Asıl ve birleşen dava davacısı ...,...ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Yenişehir Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.10.2009 gün ve 141/239 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi asıl ve birleşen dava davacısı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl davada; davacı vekili, toplam 16 parça taşınmazın vekil edeninin babası ..."dan miras yoluyla intikal ettiği halde kadastro çalışmaları sırasında davalı kardeşleri adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, tapu kayıtlarının vekil edeninin babasının mirasçılık belgesindeki payı oranında iptal ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada; davacı vekili, toplam 25 parça taşınmazın vekil edeninin babası ..."dan miras yoluyla intikal ettiği halde kadastro çalışmaları sırasında davalı kardeşleri adına tespit ve tescil edildiğini, sonrasında da kardeşlerinin taşınmazların bir kısmını çocukları olan diğer davalılara tapuda devrettiğini açıklayarak, tapu kayıtlarının vekil edenine babasından intikal eden miras payı oranında iptal ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Asıl dava ve birleşen davada davalılar vekili, nizalı 102 ada 362 parsel bakımından davayı kabul ettiklerini, vekil edenlerince nizalı taşınmazların bir kısmının dava dışı üçüncü kişilerden satış yoluyla devralındığını, davacı ve davalılar Recep ve Şaban Atlı"nın miras bırakanları babalarının terekesi ile ilgisinin bulunmadığını, babalarından miras yoluyla intikal eden taşınmazların ise tüm mirasçılar arasında taksim edildiğini, kadastro tespitlerinin bu taksime uygun biçimde yapıldığını, davacının bu taşınmazlarda bir hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl davada, 102 ada 362 parsel sayılı taşınmaz bakımından açılan davanın kabulüne, anılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, 102 ada 64, 131 ve 132, 108 ada 18, 19, 20, 118 ada 100, 101 ve 104, 132 ada 5 ve 21 sayılı parseller yönünden davalıların pasif taraf ehliyeti bulunmadığı, 132 ada 64 parsel sayılı taşınmaz bakımından feragat, 102 ada 22, 133, 443 ve 447 sayılı parseller bakımından davacı ile davalı kardeşleri (tüm mirasçılar) arasında miras bırakan babalarından intikal eden taşınmazlara ilişkin geçerli olarak yapılan taksimde, anılan taşınmazların davalılara isabet ettiği ve taşınmazların taksim tarihinden itibaren taksime uygun olarak davalıların zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle reddine; birleşen davanın 102 ada 423 ve 118 ada 75 sayılı parseller bakımından davalıların pasif taraf ehliyeti bulunmadığı, 102 ada 77, 78, 205,331, 417, 423, 110 ada 7, 111 ada 36, 37, 114 ada 5, 115 ada 48, 122 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar bakımından feragat, 108 ada 18, 19, 20, 118 ada 74, 75, 100, 101, 104, 136 ada 80, 81, 82 sayılı parseller bakımından esastan reddine karar verilmiştir. Hüküm, asıl ve birleşen dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı ve davalılar Recep ve Şaban Atlı"ya miras bırakanları babalarından miras yoluyla intikal eden taşınmazların, taraflar arasında hukuken geçerli biçimde taksim edilip edilmediğinde toplanmaktadır. Davada kadastro tespitlerinden önceki sebebe dayandığından, taraflar iddia ve savunmalarını tanık dahil her türlü delille ispat edebilirler. Bu kapsamda, tarafların müşterek tanığı Kamil Atlı, davacı ve davalılar Recep ve Şaban Atlı"nın miras bırakanları babalarından kalan taşınmazları taksim ettiklerini, davacıya taksimde babalarından intikal eden ev ile ev dışında başka yerlerden de taşınmaz isabet ettiğini ve ev karşılığında daha az taşınmaz verildiğini, tarafların kadastro çalışmalarına kadar taksim doğrultusunda yerlerini kullandıklarını açıklamıştır. Taksimin, miras bırakanın tüm mirasçılarının katılımı ile yapılması geçerlilik şartıdır. Öte yandan mirasçılar aralarında anlaşmak koşuluyla terekeyi diledikleri gibi paylaşırlar. Taksimle herkesi kendisine tahsis edilen kısmı almasıyla birlikte amaca ulaşmış olur ve miras ortaklığı sona erer. Bu durumda, az yukarıda adı belirtilen müşterek tanığın beyanından anlaşıldığı üzere, miras bırakan ..."nın terekesinin tüm mirasçılarının katılımıyla hukuken geçerli olarak taksim edildiği, taksim tarihinden kadastro tespitine kadar her mirasçının kendisine isabet eden kısma tasarruf ettiği ve taksimin bozulmadığı anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar doğrultusunda, mahkemece, davacı ile davalılardan Şaban ve Recep Atlı arasında yapılan taksimin hukuki kıymet taşıdığının kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Kaldı ki, tapu iptali ve tescile ilişkin davalarda husumet, tapu sicilinde malik olarak gözüken gerçek kişi ya da tüzel kişilere, gerçek kişilerin ölmesi durumunda ise yasal mirasçılarına karşı yöneltilir. Davada husumet yöneltilen kişinin, yukarıda açıklandığı üzere pasif taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığı, dava şartı olduğundan, yargılama ve kanun yolları aşamasında her zaman kendiliğinden değerlendirilir. Ne var ki, asıl davada 102 ada 22, birleşen davada ise 108 ada 18, 19, 20, 118 ada 75 ve 136 ada 81 ve 82 sayılı parseller; dava tarihleri itibari ile davada husumet yöneltilen davalılar dışında üçüncü kişiler adına tapuya kayıtlı bulunmaktadır. Öyle ise, anılan parseller bakımından davanın, davalıların davada pasif taraf ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken değişik gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Ancak, dava redle sonuçlanmış olup hüküm sonucu itibariyle doğru bulunmaktadır. Yine, asıl davada uyuşmazlık konusu olan 132 ada 64 sayılı parselin ada numarasının hükümde sehven "102" olarak belirtilmesi maddi hata niteliğinde bulunduğundan, mahallinde her zaman düzeltilebilir. Hal böyle olunca, yukarıdaki açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin aşağıda belirtilen husus dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün asıl dava ve birleşen davada 102 ada 131 ve 132 sayılı parseller dışındaki bölümlerinin ONANMASINA,
Birleşen davada, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; birleşen davada 102 ada 131 ve 132 sayılı parseller dava konusu yapıldığı halde, mahkemece anılan bu parseller bakımından olumlu veya olumsuz bir hüküm verilmemiş olması isabetli olmamıştır. O halde, birleşen dava bakımından hükmün, uyuşmazlık konusu 102 ada 131 ve 132 parsel sayılı taşınmazlar bakımından olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi için bozulması gerekir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün birleşen davada 102 ada 131 ve 132 sayılı parseller bakımından 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4,00 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 28.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.