(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2011/28170 E. , 2013/3817 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde:
Suçun işlendiği zaman dilimi gerekçeli karar başlığında gösterilmemiş ise de mahallinde eklenmesi olanaklı görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5275 sayılı Yasanın 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağı gözetilmeyerek, sanığa ait en ağır cezayı içeren hükümlülüğü yerine sanığa ait 12 ilamın da tekerrür uygulamasına esas alınması suretiyle infazda tereddüde sebebiyet verilmesi,
2-5237 sayılı TCK’da cezaların toplanmasına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, 5275 sayılı Yasanın 99. maddesinde de kesinleşmiş hükümlülüklerin infaz aşamasında toplanmasını öngördüğü gözetilmeden, hükmolunan cezaların ayrı ayrı yerine getirilmesi yerine toplanmalarına karar verilmek suretiyle yazılı biçimde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, üst Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak, hüküm fıkrasına “Sanığın Tekirdağ Asliye Ceza Mahkemesinin 16.11.2006 kesinleşme tarihli 2002/1114 -2003/16 sayılı ilamı ile hırsızlık suçundan verilen 8 ay hapis cezası dikkate alınarak, hakkında hükmolunan cezanın, 5237 sayılı TCK"nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle ve hüküm fıkrasından cezaların toplanması ile ilgili kısmın çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde:
Sanığın müştekinin işyerinin penceresini iz bırakacak şekilde aletle zorlayarak açtığının anlaşılması karşısında; sanığın mala zarar verme suçundan hükümlülüğü yerine kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, üst Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA,
III-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesine gelince:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suçun işlendiği zaman diliminin gerekçeli karar başlığında gösterilmeyerek 5271 sayılı CMK"nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
2-Sanığın işyerinden kaçarken görülerek kesintisiz takip sonucu polis tarafından yakalandığı, kaçarken attığı 142 TL bozuk paranın da bulunarak müştekiye teslim edildiği, müştekinin emniyette 164 TL parasının çalındığını beyan etmiş ise de, Savcılıkta alınan beyanında sadece cama verilen zararının bulunduğunu beyan ettiği, yargılamada ise hatırladığı kadarıyla 142 TL parasının iade olunduğunu beyan etmesi karşısında; müştekiye tüm parasının bulunarak iade olunup olunmadığı sorulduktan sonra teşebbüs hükümlerinin düşünülmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-5275 sayılı Yasanın 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağı gözetilmeyerek, sanığa ait en ağır cezayı içeren hükümlülüğü yerine sanığa ait 12 ilamın da tekerrür uygulamasına esas alınması suretiyle infazda tereddüde sebebiyet verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, üst Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 21.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.