13. Hukuk Dairesi 2019/5834 E. , 2019/12566 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile imzalanan muhasebe ve mali müşavirlik hizmet sözleşmesi kapsamında sunulan hizmet karşılığı ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, 324.972,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemelerine verilen görevsizlik kararı tarafların temyizi üzerine Dairemizin 12.04.2017 tarih, 2015/41276 E.-2017/4385 K. sayılı ilamı ile onanmış; bu sefer mahkemece 21.08.2019 tarihli ek karar ile; onama ilamının, davacı vekiline 3.5.2017 tarihinde, davalı vekiline 10.5.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin kararın kesinleşmesinden 2 haftalık süre geçtikten sonra 13.06.2017 tarihinde gönderme dilekçesi sunduğu gerekçesiyle, davanın 6100 sayılı HMK’nun 20/1. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, 25.448,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesinde; "Görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına, ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, ikinci kısmın ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez." düzenlenmesine yer verilmiştir. Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği ve mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğine göre, davalı lehine karar tarihindeki (21.8.2019) tarifeye göre belirlenen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, değinilen bu yön gözardı edilerek dava değeri üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle mahkemenin 21.08.2019 tarihli ek kararının hüküm başlıklı bölümünün 4. bendinde yer alan “25.448,32 TL Vekalet Ücretinin’’ ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “2.725,00 TL vekalet ücretinin” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-3 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.