19. Ceza Dairesi 2019/32316 E. , 2021/5132 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın www.tr-ecaservisi.com alan adlı internet sitesinde ve web sitesi içeriğinde katılan adına tescilli E.C.A markasını kullanarak katılan şirketin yetkili servisi olduğu izlenimi oluşturacak şekilde açıklamalara yer verdiği ve bu şekilde marka hakkına tecavüz suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davasında;
26/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda, sanığın internet sitesinde kullanılan öğelerin, şikayetçi şirkete ait marka tescilinin "ısıtma tesisatlarının bakımı ve servis hizmetlerini" kapsayan 37. emtia sınıfına ait tescili bulunmamasına karşın E.C.A markasının Türk Patent Enstitüsü nezdinde tanınmış marka statüsünde yer alması nedeniyle sanığın ısıtma tesisatlarının bakımı ve tamir hizmeti hususunda şikayetçinin markasını kullanmasının iltibasa neden olacağı ve söz konusu kullanımın orta seviyede tüketiciler üzerinde karışıklığa ve aldatıcılığa yol açacağı” belirtilip Mahkemece bu rapor hükme esas alınmak suretiyle sanığın marka hakkına tecavüz suçundan cezalandırılmasına karar verilmişse de;
Suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin cezai hükümlerini düzenleyen 61/A maddesinin 5. fıkrasında marka hakkına tecavüz suçundan dolayı cezaya hükmedebilmek için markanın Türkiye’de tescilli olması şartı düzenlenmiş olup, suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği marka tanınmış olsa dahi cezai korumasının tescille sınırlı olması gerekmektedir. Başka bir ifade ile, tescilli bir markanın tescilden doğan korumadan yararlanabilmesi, tescil edildiği şekilde ve tescil edildiği mal ve/veya hizmetlerde kullanılması ile mümkündür.
Somut olayda ise katılan firma adına tescilli E.C.A markasının marka tescil korumasının 37. emtia grubunu kapsamadığı ve böylece marka hakkına tecavüz suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı anlaşılmakla, iddianame içeriği ve tüm dosya kapsamına göre, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 12. maddesi kapsamında dürüstçe kullanımı da bulunmayan sanığa isnat edilen eylemin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen haksız rekabet suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgaya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 29/04/2021 tarihinde HÜKMÜN onanması gerektiği gerekçesiyle üye ... ve Üye ..."un karşı oyları ile oy çokluğuyla karar verildi.
Karşı Oy
Sanığın iltibasa neden olacak şekilde E.C.A markasını kullandığı gerekçesiyle 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1 maddesi gereğince cezalandırılmasına dair yerel Mahkeme hükmü, eylemin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen haksız rekabet suçunu oluşturduğu gerekçesiyle, Dairemizin sayın çoğunluğu tarafından bozulmuştur.
556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9. maddesinin 1. fıkrasının “a” bendinde, “Markanın tescil kapsamına giren aynı mal ve/veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması.” “b” bendinde, Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve/veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. “c” bendinde, “Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal ve/veya hizmetlerle benzer olmayan, ancak Türkiye"de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edecek veya tescilli markanın itibarına zarar verecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılması.” şeklindeki düzenlemelere ilaveten, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61. maddesinin “a” fıkrasında, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 9 uncu maddede belirtilen biçimlerde kullanmanın marka hakkına tecavüz sayılacağı belirtilmiştir.
556 sayılı Kanun hükmünde Kararnamenin ceza hükümleri başlıklı 61/A maddesinin 1. fıkrasında, “Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal veya hizmet üreten, satışa arz eden veya satan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” denilmekle marka hakkına tecavüzün müeyyidesi gösterilmiştir.
Sanığın tescilli bir marka olan E.C.A markasını kullanarak internetten reklam verdiği, kendisini E.C.A markasının servisi olarak tanıttığı sabittir. Hizmet sektöründe tescil edilmiş olmasa bile, sanığın tescilli bir marka olan E.C.A markasının servisi gibi kendisini tanıtarak E.C.A markasını kullanmasının 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9. maddesindeki düzenlemeler kapsamında olduğunu, sanığın 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1 maddesinden cezalandırılması gerektiğini, yerel Mahkemenin uygulamasının yerinde olduğunu ve yerel Mahkeme kararının onanması gerektiğini düşündüğümüzden, Dairemizin sayın çoğunluğunun eylemin Türk Ticaret Kanunundaki haksız rekabet suçunu oluşturduğu gerekçesiyle, yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına dair görüşlerine katılmıyoruz.