15. Ceza Dairesi 2014/24685 E. , 2017/10109 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, kendi adına kayıtlı kredi kartı borcunu ödemek için, katılanlara ait tahsilat merkezine giderek, borcunu yine aynı kredi kartı ile ödemek istediğini, bu şekilde borcunun bir ay erteleneceğini söylediği, katılan ..."ın, sanığa ait kredi kartını alarak, bu hesaba işyerlerinin hesabından 5.000 TL EFT işlemi gerçekleştirdiği, bu esnada sanığın sigara içmeye çıkacağını, katılanın diğer müşteriler ile ilgilenebileceğini, geri geldiğinde işleme devam edebileceklerini söyleyerek dışarıya çıktığı, ancak üç dakika içerisinde internet bankacığı yoluyla 5.000 TL parayı kullandığı ve bankayı arayarak kredi kartı hakkında kayıp-çalıntı başvurusu yaparak kredi kartını kapattırdığı, sanığın kredi kartını katılanda bırakması nedeniyle katılanın, sanığın iş yerinden çıkmasına şüphelenmediği ancak bir süre sonra sanığın kredi kartından tahsilat yapmak istediğinde, kartın kapalı olması nedeniyle işlemi gerçekleştiremediği, sanığı telefonla aradığı ancak sanığın geleceğini söylemesine rağmen gelmediği, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Suça konu kredi kartının sanık adına kayıtlı olduğu ve .... Bankasının 04/03/2012 ve 26/12/2012 tarihli yazılarına göre, katılanların iş yeri hesabından, sanığın kredi kartına 5.000 TL EFT işlemi yapılmasının ardından, paranın kullanıldığı ve kartın kapattırıldığının sabit olduğu, sanığın 14/05/2012 tarihli ifadesinde, borcunun çok olması nedeniyle, yatır-çek işlemleri yaptığını beyan etmesine rağmen, duruşmada alınan ifadesinde, kredi kartını akrabası olan ...."a verdiğini beyan ederek suçu kabul etmediği, kredi kartının banka aranarak kapattırılması işleminin güvenlik sorunları nedeniyle kart sahibi dışında bir kişi tarafından yapılmasının genellikle mümkün olamamasına rağmen, katılan vekilinin, ... isimli şahsın eylemi gerçekleştiren kişi olduğunu düşündüklerine dair 13/11/2012 havale tarihli dilekçesi doğrultusunda, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması amacına yönelik olarak, sanığın halasının oğlu .... olarak beyan ettiği kişinin kimlik bilgileri tespit edilerek, bu kişi ile dosyada kimlik fotokopisi bulunan ... isimli kişinin tanık sıfatıyla ifadelerinin alınması, bu kişilerin fotoğrafları temin edilerek, katılanlara olay tarihinde iş yerine gelen kişinin bu şahıslardan birisi olup olmadığının sorulması,.....Bankasının 04/03/2012 tarihli yazısında, kredi kartındaki paranın gönderildiği “...” isimli kişinin kimlik bilgileri araştırılarak tanık sıfatıyla beyanın alınması ile sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile beraat hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 26/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.