Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/12988
Karar No: 2012/13270
Karar Tarihi: 27.12.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/12988 Esas 2012/13270 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/12988 E.  ,  2012/13270 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu ve mera sınırlandırmasının iptali ve tescil

    ... ile Hazine ve ....Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu ve mera sınırlandırmasının iptali ve tescil davasının reddine dair Oltu Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 27.10.2010 gün ve 211/225 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:



    KARAR

    Davacı vekili, davacının babasının zilyetliğinde iken 2008 tarihinde davacıya devredilen, davacının eklemeli 50 yılı aşkın zilyetliği altında bulunan iki parça taşınmazdan birinin ... adına ve diğer taşınmazın ise, Hazine adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, 105 ada 36 parsel sayılı taşınmaz tapuda davalı Hazine adına kayıtlı bulunmadığından, husumet nedeniyle ve 199 parsel ise, mera olarak sınırlandırılmış olduğundan davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalı ... temsilcisi bir diyeceği olmadığını bildirmiş, davalı ... ise usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermemiş ve yargılama oturumlarına da iştirak etmemiştir.
    Mahkemece, 105 ada 36 parsel yönünden pasif husumet ve 199 parsel sayılı taşınmaz mera olarak sınırlandırılmış olduğundan davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik, hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddeleri gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil ile mera sınırlandırmasının iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Dava konusu edilen ve mahallinde yapılan keşif sonucu 105 ada 36 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğu belirlenen taşınmazın dava dışı Zeki Budak adına kayıtlı olduğu anlaşıldığına, tapu iptali ve tescil davalarının tapuda kayıt maliki olarak gözüken kişiye karşı yöneltilmesi gerektiğine göre davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA,
    Davacı vekilinin 199 parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece taşınmazın mera vasfı ile kayıtlı bulunduğundan davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu 1999 parsel 20.12.2005 tarihinde yapılan kadastro tespitlerinde kadimden beri köyün merası olduğundan mera olarak tespit edilmiş, tutanağa yönelik Mahmut Celal adlı üçüncü şahsın itirazı üzerine Oltu Kadastro Mahkemesinin 20.06.2006 tarih ve 2006/33-124 Esas ve Karar sayılı ilamı ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi ile mera olarak sınırlandırılmıştır.
    Dava konusu yerin öncesinin veya hâlihazır durumunun tahsisli veya kadim meralardan olup olmadığı ayrı usul ve şekilde araştırılmaya tabidir. Zira tahsisli ve kadim meraların oluşumu itibariyle farklılıkları vardır. Tahsisli meralar, yetkili merciler tarafından kamunun yararlanmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluştuğu halde, kadim meralar, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanması suretiyle kamu malı niteliğini kazanırlar. HGK’nun 30.10.1991 tarih 1991/8-427-544 ve 3.5.1995 tarih ve 1995/17-149-502 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi bir yerin yetkili bir merci tarafından mera olarak tahsis edilmesi, evveliyatı itibariyle o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli olmadığı gibi zilyetlikle iktisap iddiasının dinlenmesine de engel değildir. Ne var ki, yetkili merci tarafından bir yerin mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda gerçek kişinin o yerdeki zilyetliği sona ereceğinden mera olarak tahsisin yapıldığı tarih itibariyle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının saptanması gerekir. Taşınmazın tahsis yoluyla değil de kadim mera olduğunun anlaşılması halinde ise hiçbir şekilde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; taşınmazın tahsisli veya kadim mera niteliğinde olup olmadığının usulüne uygun şekilde araştırılması olmalıdır.
    Taşınmazın tahsisli meralardan olup olmadığı hususu araştırılırken, öncelikle bu yerde mera tahsisinin bulunup bulunmadığının İl ve İlçe Tarım Müdürlüğü, İl ve İlçe Özel İdare Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, varsa mera norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftasının getirtilerek mahallinde uygulanıp nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığı, mera norm kararına göre tahsis edilen meranın menşei norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut kadim meradan mı, yoksa 4342 sayılı Kanunun 5.maddesinde belirtilen yerlerden mi yapıldığı tahkik ve tespit edilmelidir.
    Bu bakımdan, bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastro çalışmalarından önceki yıllara ait ve en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için kadastro çalışmalarının yapıldığı 2005 yılına göre 20 – 30 yıl öncesine ait (1975-1985 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması gerekir. İl Kadastro Müdürlüğü"nden getirtilecek fotoplan, fotometri ve fotogrametrik paftalarla birlikte uzman bilirkişi jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla keşifte zemine uygulanması, bu konuda bilgisayar ortamında dava tarihinden geriye doğru 10"ar yıllık zaman dilimleri kapsamında taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olup olmadığının, imar ve ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığının saptanması gerekmektedir.
    Mahkemece yapılacak iş; meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından yöreyi bilen yaşlı bilirkişiler mahkemece belirlenmeli, aynı şekilde komşu köylerde ikamet eden tanıklarını bildirmeleri konusunda taraflara süre ve imkan tanınmalı, yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklar, HMK. nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmalı, aynı Kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın
    taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklar keşif yerinde dinlenmeli, ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle tespit tarihine tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının bulunup bulunmadığının usulüne uygun ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığı’ndan sorularak getirtilmeli, getirtilen hava fotoğrafları üzerinde keşif sırasında gerekli inceleme yaptırılarak taşınmazın meradan elde edilen yerlerden olup olmadığı, taşınmaz üzerinde ekonomik amacına uygun tarımsal zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi sözleri, bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde bu çelişkinin ...nun 261. maddesi uyarınca giderilmesine çalışılmalı, ...nun 290/2. maddesi gereğince birlikte keşfe götürülecek uzman bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan panoramik fotoğrafları çektirilerek mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4. , HMK m.297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18,40 TL peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine 27.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi