20. Hukuk Dairesi 2014/4804 E. , 2014/6746 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, dava dilekçesinde... (...) Köyü 413 nolu, 9480 m2 yüzölçümlü taşınmazın davalı Hazine adına tapuda kayıtlı olduğunu, 7664,547 m²"lik kısmının kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, orman tahdidi içinde kalan kısmın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile (A) ve (B2) harfleri ile gösterilen 7664,547 m²"lik bölümün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davalının müdahalesinin men"ine karar verilmiş, hükmün davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2013/895 -1572 sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki, kural olarak; davacı sıfatı (aktif husumet ehliyeti) hakkın malikine, davalı sıfatı (pasif husumet ehliyeti) ise, o hakka uymakla yükümlü olan kişiye aittir. Gayrimenkul mülkiyetine ilişkin davalarda davalı sıfatı dava tarihinde taşınmaz maliki olan kişiye (Tapu sicilinde malik olarak yazılı olan kişiye ve şerh sahibi olan kişiye) aittir. Husumet konusu, ilk itirazlardan olmadığından davanın her safhasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de doğrudan doğruya (re"sen) karşı tarafın rızası olup olmadığına bakılmaksızın, incelenerek gözönünde tutulur. Kanun gereğince tapu iptaline yönelik davalarda husumet şerh sahibine de yöneltilmelidir. Ancak, davacı, dava dilekçesinde davalı olarak sadece Hazineye husumet yönelterek dava açmıştır. Bu nedenle, beyanlar hanesinde şerh sahibi olan Hamit oğlu ... davaya dahil edilerek taraf oluşturulup savunma ve delileri de sorulduktan sonra tüm delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Bozmadan sonra görevsizlik kararı verilerek dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın (A) harfi ile işaretli 6988,81 m2 ve (B2) ile gösterilen 757,31 m²"lik bölümlerinin tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, üzerindeki muhdesat şerhinin silinmesine, elatmanın önlenmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescili ile müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 21.04.2008 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 1982 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastro çalışması vardır
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 23/06/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.