Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3561
Karar No: 2012/13262
Karar Tarihi: 27.12.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/3561 Esas 2012/13262 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Bir çiftin boşanması sonrası mal paylaşımı nedeniyle açılan davada, davacı koca, bir taşınmazın kendisinin adına tescilli olmasına rağmen davalı eşin adına tescillenmesi sebebiyle katkı payı alacağı talebinde bulunmuştu. Ancak mahkeme, davacının taşınmazın edinmesine ve üzerinde bulunan binanın yapımına katkısı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermişti. Ancak Yargıtay, bu kararı bozarak, taşınmazın edinme tarihindeki değer ile davalının taşınmazı alımında bozdurduğu iddia edilen altın miktarının ve ailesinden aldığı yardımın miktarını belirleyerek, bu miktarı aşan tutarın davalının, kalan tutarın ise davacının kişisel malı olarak kabul edilmesi ve katkı oranının bu şekilde belirlenerek katkı payı alacağının hesaplanması gerektiğini belirtti. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170. maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesi, 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 10. maddesi, ve Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri.
8. Hukuk Dairesi         2012/3561 E.  ,  2012/13262 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı

    ... ile .... aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair Bursa 1. Aile Mahkemesinden verilen 26.01.2012 gün ve 345/63 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı ... vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalının 1979 yılında evlenip 2009 yılında boşandıklarını, evlilik birliği içinde 1995 yılında iki adet taşınmaz edinildiğini, bu taşınmazlardan birinin davacı adına tescil edilmişken, 6615 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından satın alınmasına rağmen davalı adına tescil edildiğini, davacının kendi adına kayıtlı bulunan taşınmazı 1999 yılında satarak buradan elde ettiği para ile 6615 ada 6 parsel üzerine 2 katlı bina inşa ettiğini açıklayarak, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak taşınmaz ve üzerinde bulunan 2 katlı binadan kayaklanan 10.000 TL" nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, davacının hastalık derecesinde kumar düşkünü olup aile bütçesine katkısı bulunmadığını, davalının kendisine ait bilezikleri satarak elde ettiği para ve ailesinin yardımı ile 1995 yılında taşınmazı edindiğini, üzerinde bulunan 2 katlı yapının ise, davalı, müşterek çocukların kazancı ve davalının ailesinin yardımı ile yaptırıldığını bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, taşınmazın davalıya ait bileziklerin satılması ve davalının ailesinin yardımı ile edinildiği, üzerinde bulunan yapının ise, müşterek çocukların katkısı ile yapıldığı ve davacının katkısı ispatlanmadığından davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 18.10.1978 tarihinde evlenmişler, 09.03.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 25.02.2010 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 09.03.2009 tarihine kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK.nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
    Dava dilekçesinin içeriği, davacının talebi ve dava konusu taşımazın edinme ve üzerinde bulunan 2 katlı yapının yapım tarihine göre davacının talebi katkı payı isteğine ilişkindir. Mahkemece davacının taşınmazın edinmesinde ve üzerinde yapılan binanın yapımında katkısı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
    Taşınmaz 743 sayılı TKM.nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğine ve üzerindeki yapıda bu dönemde yapıldığına göre; taraflar arasındaki bu uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. 743 sayılı TKM.nin yürürlükte olduğu 01.01.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekir. Dosyada bulunan belge ve bilgilere göre davacı evlilik tarihinden boşanma tarihine kadar sürekli olarak çalışmış, davalı ise, anılan sürede herhangi gelir getirici bir işte çalışmamış ev hanımıdır. Bu halde kural olarak davacı kocanın taşınmazın edinmesine katkıda bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Dava konusu taşınmaz üzerinde 1999 yılında yapıldığı belirlenen binanın yapım tarihinde 12 ve 14 yaşlarında olan müşterek çocukların katkısı ile yapıldığının kabulü de hayatın olağan akışına aykırıdır. Öte yandan mahkemece dinlenen davacı tanıkları ve davalı tanıkları beyanları arasındaki çelişki de giderilmemiştir.
    Bu halde mahkemece yapılacak iş; öncelikle taşınmazın edinme tarihindeki değeri ile davalının taşınmazın alımında bozdurduğunu iddia ettiği altınlar ile ailesi tarafından yapılan yardımların miktarı belirlenerek bu miktarı aşan ödeme ile aynı şekilde taşınmaz üzerinde yapılan binanın yapımı aşamasında davalının altınlarını satmak suretiyle yapmış olduğu katkı ve ailesinin yapmış olduğu yardım miktarının belirlenerek bu kısmın davalının ve kalan kısmın ise davacının kişisel malı olarak kabul edilerek katkı oranı tespit edilmeli, bulunan katkı oranının taşınmazın dava tarihindeki değeri ile çarpılması suretiyle katkı payı alacağı belirlenmelidir. Bu amaçla davacı ve davalının iddialarına ilişkin bildirdikleri deliller toplanmalı, ...nun 261. maddesi gereğince tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, delillerin toplanmasından sonra dosya bir hukukçu ve hesap uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek davacının katkı payı alacağı hususunda Yargıtay denetimine açık, gerekçeli rapor temin edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar vermek doğru değildir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4., HMK m.297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve istek halinde 21,15 peşin harcın temyiz eden davacıya iadesine 27.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi