Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1120
Karar No: 2020/7653
Karar Tarihi: 24.11.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/1120 Esas 2020/7653 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalıların geçit hakkı kurulması istemiyle açılan dava Türk Medeni Kanunu'nun 747. maddesi kapsamında değerlendirilmiştir. Davacılar, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazlarının geçit hakkı tesisini talep etmiştir. Mahkeme, davanın kabulü ile 1472 parsel, 1474 parsel, 1475 parsel ve 1473 parsel sayılı taşınmazlara daimi geçit irtifak hakkı tesis edilmesine karar vermiştir. Ancak, dava sonucu açıklanan hüküm üzerine davalılar tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay kararı ile mahkeme kararı bozulmuş ve kamu malı niteliğinde olan yerlerden geçit hakkı tesis edilemeyeceği, ayrıca geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesinin de göz önünde bulundurularak, lehine ve aleyhine geçit istenen tüm parseller yönünden belirlenen alternatiflerin genel kadastral yola kesintisiz bağlanacak şekilde ve geçit eninin de gösterildiği uygun alternatiflerin değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 747/2 maddesi: Geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir.
- Türk Medeni Kanunu'nun 715. maddesi: Dere yata
14. Hukuk Dairesi         2017/1120 E.  ,  2020/7653 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacılar-birleştirilen davada davacılar vekili tarafından, davalılar-birleştirilen davada davalı aleyhine 04.10.2012 ve 16.01.2014 günlerinde verilen dilekçeler ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 10.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar-birleştirilen davada davacılar ... vd. vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava ve birleştirilen dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davacılar vekili, davacıların maliki olduğu 1472, 1474 ve 1475 parsel sayılı taşınmazların genel yola bağlantısının bulunmadığını ileri sürerek davalılara ait 1473 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı tesisini talep etmiştir.
    Birleştirilen davada davacılar vekili, müvekkillerinin maliki olduğu 1473 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısının bulunmadığını ileri sürerek 1434 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı tesisini talep etmiştir.
    Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın ve birleştirilen davanın kabulü ile “bilirkişi heyetinin 21.05.2014 tarihli raporu ekli krokisinde belirtildiği şekilde; davacılara ait Derebaşı Mahallesi 1472 parsel, 1474 parsel, 1475 parsel ve birleştirilen davacılara ait 1473 parsel sayılı taşınmazlar lehine, davalılar ve birleşen dosya davalısına ait 1434, 1473, 2476, 1476 parseller aleyhine 1 No"lu alternatif güzergahta 1473 parsel sayılı taşınmazdan 520,79 m2, 1434 parsel sayılı taşınmazdan 94,62 m2, 2476 parsel sayılı taşınmazdan 137,10 m2, 1476 parsel sayılı taşınmazdan 22,09 m2 alanın daimi geçit irtifak hakkı olarak tespiti ile tapu siciline tesciline,” dair hüküm tesis edilmiştir.
    Hükmü, davalılar-birleştirilen davada davacılar ... vd. vekili temyiz etmiştir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "Mutlak geçit ihtiyacı" veya "Geçit yoksunluğu", ikincisine de "Nispi geçit ihtiyacı" ya da "Geçit yetersizliği" denilmektedir.
    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nin 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
    Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün "İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
    Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
    Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmaz kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “kesintisizlik ilkesi” denilir.
    Geçit hakkı bir gayrimenkul mükellefiyeti olduğundan lehine geçit istenen taşınmazlar ayrı ayrı bağımsız olarak değerlendirilmeli, dava konusu her bir parsel yararına geçit hakkının başladığı yerden ulaştığı genel yola kadar olan aleyhine geçit kurulan tüm parseller ayrı ayrı belirtilmelidir.
    Somut olayda, öncelikle belirtmek gerekir ki, dosya içerisinde tüm yolları gösterir geniş pafta bulunmadığından bilirkişilerce tespit edilen alternatifler tam anlamıyla denetlenememektedir, mahkemece, bilirkişi heyetinin 21.05.2014 tarihli raporuna ekli krokisinde belirtildiği şekilde hüküm tesis edildiği belirtilmiş olmasına rağmen 1472 parselin genel yola ulaşması için belirlenen alternatifler arasında 1474 parsel sayılı taşınmazdan geçen 127.18 m2’ye tekabül eden kısım olduğu belirtilmiş olmasına rağmen 1474 parsel aleyhine hüküm kurulmamıştır. 1474 parsel aynı zamanda lehine hüküm tesis edilen parsellerden ise de dosya içerisindeki tapu kaydına göre 1474 parsel sayılı taşınmazın dava dışı Mustafa Üzümcü’ye ait olduğu, 1472 parselin ise davacılar ... ve ...’e ait olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan bilirkişi raporunda alternatifler belirlenirken taşınmazların genel yola ulaşımı için dereden de geçilmesi gerektiği hususu gözardı edilerek yukarıda belirtilen kesintisizlik ilkesine aykırı bir şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. Başka bir ifadeyle belirtmek gerekirse; dere yatakları kural olarak Türk Medeni Kanununun 715. maddesi kapsamına giren devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerdendir. Bu özelliği itibariyle de kamu malıdır. Kamu malı niteliğinde olan bir yerin, kişinin özel istifadesine terki olanaklı olmayıp, dere yatağı üzerinden geçit hakkı kurulması mümkün değildir. Öte yandan geçit davalarındaki amaç, yol ihtiyacı içinde bulunan bir taşınmazın, kesintisiz olarak genel yola ulaşımını sağlamaktır. Dere yatağı tapuya tescil edilmiş bir yer olmadığından bu şekilde kurulan geçitle kesintisizlik ilkesi de ihlal edilmiş olur.
    Bu durumda mahkemece, öncelikle lehine ve aleyhine geçit istenen taşınmazlara ilişkin güncel tapu kayıtları ve tüm yolları gösterir geniş paftanın getirtilmesi, kamu malı niteliğinde olan yerlerden geçit hakkı tesis edilemeyeceği ve geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi göz önünde bulundurularak, genel kadastral yola kesintisiz bağlanacak şekilde, geçit eninin de gösterildiği uygun alternatiflerin lehine geçit istenen tüm parseller yönünden belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.11.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi