Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8469
Karar No: 2016/14273
Karar Tarihi: 31.03.2016

6831 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/8469 Esas 2016/14273 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/8469 E.  ,  2016/14273 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Keşifte hazır bulunan orman bilirkişisi..."nın 3.6.2011 tarihli raporunda dava konusu emvalin yapacak nitelikte olduğu açıkca belirtildiğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
    Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
    Ancak;
    Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde vekalet ücreti, maktu ve nisbi olmak üzere belirlenmiştir.
    Maktu vekalet ücreti, davanın konusunun para olmadığı veya para ile ölçülemediği hallerde belirlenen ücret, nisbi vekalet ücret ise davanın konusunun para olması veya para ile ölçülebilir olması halinde bu değer üzerinden belirlenen ücrettir.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nda 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 365/2. maddesinin aksine ceza davalarında şahsi hak talebi halinde mahkemece bu hususta da karar verilmesi gerektiği yolunda bir düzenleme bulunmaması ve 6831 sayılı Orman Kanunu"nun 112, 113 ve 114. maddeleri hükümleri karşısında; davada kendisini vekille temsil ettiren katılan idare lehine hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi ile yetinilmesi gerekirken ayrıca nisbi vekalet ücretine de hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı ve katılan vekili ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hükümden nisbi vekalet ücretine ilişkin kısmın çıkarılması suretiyle başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 31/03/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    MUHALEFET ŞERHİ

    Sanık ... hakkında; ... (...) Sulh Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; 02/05/2013 gün, 2012/307 E-2013/257 K sayılı karar ile 6831 Sayılı Kanunun 91/1-4, 5237 sayılı TCK"nın 62, 50/1-a ve 52 Maddeleri uyarınca 3.000 TL ve 160. TL Adli Para Cezasına hükmedilmiştir.
    Bu karara karşı sanık ve katılan vekili tarafından süresinde açılan temyiz davası üzerine, Yargıtay Yüksek 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, 31/03/3016 gün, 2015/8469 E sayılı ilam ile yerel mahkeme tarafından verilen mahkumiyet kararının ONANMASINA karar verilmiştir.
    Yargıtay Yüksek 19.Ceza Dairesinin 31/03/2016 tarihli kararına konu edilen eylemde maddi gerçeğin daha iyi anlaşılabilmesi için incelemeye konu ... (...) Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/307 E sayılı dosyasının ana hatlarıyla özetlenmesi gerekmektedir.
    1-)30/07/2008 tarihinde, ... Plaka sayılı araç üzerinde; yakacak nitelikte yapraklı yaş ve damgasız meşe odunu bulunduğundan bahisle suç tutanağı düzenlenerek suça konu emvalin muhafaza altına alındığı anlaşılmıştır.
    2-)Suça konu emval üzerinde 12.09.2008 tarihinde mahkemece yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda; emvalin tamamının yapraklı yakacak odun niteliğinde olduğu belirtilmiştir.
    3-)Mahkemece 20/05/2011 tarihinde suça konu emvalin kesildiği iddia edilen 110 numaralı bölmede tutanak imzacısının gösterdiği dip kökler üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda ; 110 numaralı bölmenin yapacak emval üretimi için planladığı, ancak kesilen ağaçların yeterince gelişmediği, yapacak emval verecek nitelikte oldukları belirtilmiştir.
    Temyiz incelemesine konu eylemin ana hatlarıyla belirlenmesinden sonra; yerel mahkeme tarafından verilen mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesi yapan Yargıtay Yüksek 19. Ceza Dairesinin “DÜZELTİLEREK ONAMA” kararına aşağıda arz ve izah edilecek sebeplerle iştirak edilmemiştir.
    Yukarıda özetlenen dava dosyasında; olay tarihinden kısa bir süre sonra yapılan keşifte bilirkişi olarak tayin edilen orman yüksek mühendisi tarafından; araç içerisinde yakalanarak muhafaza altına alınan emval üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda; suça konu emvalin yakacak nitelikte olduğunun belirtilmesine karşın, olayın üzerinden üç yıla yakın bir süre geçtikten sonra 20/05/2011 tarihinde bu kez suça konu emvalin kesildiği iddia edilen bölme de yine bilirkişi olarak tayin edilen orman yüksek mühendisi tarafından kesilen ağaçların dip kökleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda; kesilen ağaçların yapacak nitelikte olduğu belirtilmiştir. 20/05/2011 tarihli bilirkişi raporunda; kesildiği iddia edilen ağaçların dip kökleri üzerinde inceleme yapılmasına karşın, araç içerisinde yakalanarak muhafaza altına alınan emvallerin, 110 nolu bölmedeki kesilen ağaçların dip köklerine uygun olup olmadığı hususunda herhangi bir incelemenin yapılmadığı anlaşılmıştır.
    Bu durumda her iki bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğu gibi davanın dayanığını teşkil eden suç tutanağında ele geçirilen emvalin; 110 nolu bölmede kesilen ağaçlardan elde edildiğine dair herhangi bir tespite yer verilmediği anlaşılmıştır.
    Yerel mahkeme tarafından; sanık hakkında mahkumiyet kararı verilirken, her iki bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediği gibi sanık aleyhine sonuç doğuracak 20/05/2011 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilme nedeni de karar yerinde denetime olanak sağlayacak şekilde açıklanmamıştır.
    Yargıtay Yüksek 19. Ceza Dairesinin sayın çoğunluğunun görüşünün; gerek orman suçlarının temyiz incelemesini yıllarca yapan Yargıtay Yüksek 3. Ceza Dairesinin aşağıda açıklanan içtihadına gerekse diğer dairelerin içtihatlarına aykırı olacağı gibi ceza hukukunun en temel ilkelerinden birisi olan “şüpheden sanık yararlanır” ilkesine de aykırı olacağı tartışmayı gerektirmeyecek kadar açıktır.
    Yargıtay Yüksek 3. Ceza Dairesinin 15/07/2009 gün, 2007/16443 E-2009/15194 K sayılı ilamında;
    13.3.2006 günü emval üzerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, suç konusu emvalin 2 ster ibreli çam odunu ve aralarında sırıklar olan en az üç-dört yıl önce yaşamını tamamen kaybetmiş, kuru, kabukları yer yer dökülmüş ve zararlı böceklerce kısmen tahrip edilmiş budaklı ve gövdeleri genelde düzgün olmayan yakacak nitelikte olduğu köylülere verilen zati yakacak odunları içinden seçilmiş olup zati yakacak nakliye tezkeresine uygun bulunduğunun belirtilmesine karşılık 10.04.2006 tarihinde yapılan keşif sonrası düzenlenen raporda ise emvalin yapacak nitelikte, 2005 yılı yaz aylarında kesildiği, ibraz edilen nakliye tezkeresindeki emvale uymadığının bildirilmesine ve sanık ..."nın sorgusunda emvali 4-5 sene önce taşıdığını ileri sürmesine göre bilirkişi raporları arasındaki oluşan çelişkinin giderilerek mümkün olmadığı takdirde emval üzerinde konusunda uzman orman mühendisi bilirkişi aracılığı ile yeniden keşif yapılarak hangi tarihte kesildiği, dosyada mevcut nakliye tezkerelerindeki emvale, cins, miktar kesim tarihi ve kesim aleti olarak uygun olup olmadığı kesin olarak tespit edilerek sonucuna göre sanık ..."nın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verildiğinden bahisle yerel mahkemece verilen beraat kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    Somut olayımızda; gerek suç tutanağında; gerekse olaydan hemen sonra yapılan keşif sonucu düzenlenen raporda; suça konu emvalin yakacak nitelikte olduğunun tespit edilmesine karşın, olaydan yaklaşık 3 yıl sonra yapılan keşif sonucunda; araç içerisinde ele geçirilen emvaller üzerinde hiç bir inceleme yapılmadan; sadece emvalin kesildiği iddia edilen bölmedeki ağaç kökleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda; bir taraftan ağaçların yeterince gelişmediği belirtilirken, diğer taraftan, anılan bölmenin yapacak nitelikte ağaç yetiştirmek için planlandığı belirtilerek, kesilen ağaçların yeterince gelişip gelişmediği, yapacak nitelikte olup olmadığı belirlenmeden; sadece sahanın yapacak nitelikte ağaç yetiştirmek için planlanmış olması nedeniyle; kesildiği iddia edilen ağaçların dip köklerinin yapacak nitelikte olduğu kabul edilmiş, ancak kesilen emvalin incelenen dip kökleri uygun olup olmadığı hususunda hiç bir açıklama yapılmamıştır.
    Yukarıda ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı üzere; 20/05/2011 tarihinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun; olaydan hemen sonra yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ve suç tutanağı ile çeliştiği gibi kendi içerisinde sonuca varılırken değerlendirmeye alınan verilerinde eksik olmasına karşın, yerel mahkeme tarafından bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediği gibi sanık aleyhine olan rapora neden itibar edildiği karar yerinde denetime olanak sağlayacak şekilde açıklanmamıştır. Sanık aleyhine olan bilirkişi raporuna hiç bir gerekçe gösterilmeden itibar eden yerel mahkeme tarafından verilen kararın düzeltilerek onanmasına dair Yargıtay Yüksek 19. Ceza Dairesinin sayın çoğunluğunun görüşünün, yüksek Yargıtayın çeşitli dairelerinin yıllardır yerleşmiş bulunan içtihatlarına aykırı olduğu gibi ceza hukukunun olmazsa olmaz ilkeleri arasında yer alan “şüpheden sanık yararlanır” ilkesine de aykırı olacağı açıktır.
    Yukarıda arz ve izah edilen gerekçelerle, yerel mahkeme tarafından öncelikle bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilerek; muhafaza altını alınan emvallerin, kesildiği iddia edilen sahada tespit edilen dip kökler ile uygun olup olmadığı, anılan dip kökler ile uygun olduğunun tespit edilmesi halinde de kesilen ağaçların yeterince gelişip gelişmediği, dolayısıyla yapacak nitelikte olup olmadığı uzman bilirkişi marifetiyle tespit edilerek sonucuna göre sanık hakkındaki temel cezasının belirlenmesi gerektiği düşüncesiyle yerel mahkemece verilen mahkumiyet hükmünün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; ilişkin Yargıtay Yüksek 19. Ceza Dairesinin sayın çoğunluğunun görüşüne iştirak edilmemiştir.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi