Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/9509 Esas 2016/8635 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9509
Karar No: 2016/8635
Karar Tarihi: 06.10.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/9509 Esas 2016/8635 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/9509 E.  ,  2016/8635 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, 10.07.2010 tarihinde ....ait olan 06 S 5043 plakalı aracın davalının yönetiminde iken %100 kusurlu olarak davacının kullandığı araca çarparak davacının sakat kalmasına neden olduğunu, davacının daimi işgöremezliğinin en az %10 olduğunu belirterek olay nedeniyle 40.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, olayın davalının kullandığı aracın mıcıra kapılması suretiyle direksiyon hakimiyeti kaybı şeklinde meydana geldiğini, davacının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaralandığını, talep olunan manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre,davanın kısmen kabulüne; takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi 10.07.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    ...

    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle davacı için takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.