8. Hukuk Dairesi 2012/6500 E. , 2012/13211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
Hazine ve Çepni Belediye Başkanlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 28.02.2012 gün ve 230/55 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Çepni Belediye Başkanlığı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili, dava konusu 351 ada 1 ve 14 nolu parseller ile 368 ada 35 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında çeşme ve arsası niteliğiyle davalı Belediye adına tespit ve tescil edildiğini, bu işlemin 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 16. maddesi hükmüne uygun olmadığını açıklayarak çeşme ve zorunlu kullanım alanlarının dışında kalan kısımlara ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Belediyeyi temsilen Belediye Başkanı 28.12.2010 tarihli bir nolu oturumda; “..çeşme ile ilgili davayı kabul ediyoruz. Davayı kabul ediyoruz. Başkaca bir diyeceğimiz yoktur..” şeklinde açıklamada bulunarak beyanını HUMK.nun 151.maddesi uyarınca, imzasıyla onaylamıştır.
Mahkemece, yapılan keşif, dinlenen yerel bilirkişi beyanları ve uzman bilirkişilerin raporları dikkate alınarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 16. maddesi ile 18. maddesi ve 36/A maddesinden söz edilerek davacının davasının kabulüne, dava konusu 343 ada 3,350 ada 52 ve 351 ada 35 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde davalı Belediye vekili tarafından dilekçesinde yazılı sebeplerle temyiz edilmiştir. Davacı Hazine vekili temyiz itirazlarının reddiyle yerel Mahkeme kararının onanmasını istemiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu 351 ada 1 nolu parsele ilişkin kadastro tutanağı getirilmiştir. Senetsizden, çeşme ve arsası niteliğiyle 6880.99 m2 olarak, 13.5.2003 tarihinde Çepni Belediyesi Tüzel Kişiliği adına tespit görmüş, itirazsız olarak 17.6.2004 tarihinde kesinleşmiştir. 351 ada 14 nolu parsele ait kadastro tutanağından, çekişmeli yerin çeşme ve arsası niteliğiyle, 7223.16 m2 olarak, senetsizden, 13.5.2003 tarihinde, Çepni Belediyesi Tüzel Kişiliği adına tespit görmüş ve itirazsız olarak 17.6.2004 tarihinde kesinleşmiştir. 368 ada 35 parsele ilişkin kadastro tutanağından nizalı yerin çeşme ve arsası niteliğiyle, 845,36 m2 olarak, senetsizden, 8.7.2003 tarihinde, Çepni Belediyesi Tüzel Kişiliği adına tespit görmüş, itirazsız olarak 17.6.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Çap kayıtları halen davalı Belediye uhdesindedir. Mahallinde keşif yapılmıştır. Dinlenen yerel bilirkişiler ittifakla keşfi yapılan ve gösterilen ilk taşınmazın Hazine"ye ait olduğunu, üzerindeki çeşmenin 20 yıl kadar önce yapıldığını, arsasının boş olduğunu ve bir işe yaramaz konumda bulunduğunu söylemişlerdir. Dava konusu 351 ada 14 ve 368 ada 35 parsel sayılı taşınmazların Ermenilerden kaldığını, 100 yılı aşkın zamandan beri çeşme olarak kullanıldığını, burada hayvanların sulandığını açıklamışlardır. Teknik bilirkişi ve ziraatçi bilirkişi rapor ve krokisini dosyaya sunmuştur. Davalı Belediye Başkanı bizzat ilk oturumda; davayı kabul ettiğini açıklamıştır. Açıklanan olgular tarafların ve Mahkemenin kabulündedir. Uyuşmazlık, çeşme ve arsası niteliğiyle davalı Belediye adına kadastro çalışmalarında tespit ve tescil edilen taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/A maddesi ve 18. maddesi uyarınca, Hazine adına tescil edilip edilmeyeceğinde toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak; özel mülkiyete konu olmayan ve kamu malı niteliğinde bulunan yerlerin Hazineye ait olacağı kuşkusuzdur. Ancak, 16/A maddesinde yazılı olduğu üzere, “çeşme, kuyu, yunak vs..” gibi yerlerin kayıt, belge veya özel kanunlarına göre, Hazine, Kamu Kurum ve Kuruluşları, İl, Belediye, Köy veya Mahalli İdari Birlikleri adına tespit olacağı yazılıdır. Dinlenen yerel bilirkişi anlatımlarına göre, dava konusu taşınmazlardan 351 ada 14 ve 368 ada 35 nolu parsellerin önceden Ermenilere ait olduğu açıklandığına göre, bu kişilere ait taşınmazların kural olarak, Hazineye geçeceği ve özgülenmediği sürece Hazine uhdesinde kalacağı tartışmasızdır. Ancak, diğer dava konusu yerin de öncesinin Hazineye ait olduğu, çeşmenin 20 yıl kadar önce yapıldığı açıklandığına göre, bu yerin de Hazine malı olduğunda tartışma yoktur. Esasen, davalı Belediye Başkanı da ilk oturumda davayı kabul etmiştir. Kabul beyanı yapıldığı andan itibaren kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Bu nedenle, yerel Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasında hukuka aykırı bir durum söz konusu değildir. Ne var ki, gerek kısa kararda, gerekse gerekçeli kararda dava konusu yapılmayan, keşif sırasında maddi hata olarak belirlenmeyen 343 ada 3, 350 ada 52 ve 351 ada 35 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bir başka anlatımla, hakim, taleple bağlıdır. Talep aşılarak karar verilemez. Kaldı ki, hakkında dava olmayan parsellerle ilgili olarak hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 3402 sayılı Kanunun 36/A maddesi gereğince harç alınmasına mahal olmadığına 27.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.