12. Ceza Dairesi 2019/13857 E. , 2021/4814 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın reddi
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Davanın niteliğine göre, davacı vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 318. maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Gerekçeli karar başlığında "04.12.2015" olan dava tarihinin "09.12.2015" olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Davacının 20.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece davanın reddine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede, davacının tazminat talebine ilişkin olarak davalıya dava dilekçesi tebliğ edilerek, 5271 sayılı CMK"nın 142/7. maddesi gereğince duruşma açıldıktan sonra ve 5271 sayılı CMK’nın 188/1. maddesi gereğince Cumhuriyet savcısının iştiraki ile bir karar verilmesi gerekirken davanın tensiben reddine karar verilmesi gerekçesi ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp yapılan yargılamada;
5271 sayılı CMK"nın 141/1-d maddesinde, kanuna uygun olarak tutuklandığı halde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen kişilerin tazminat isteyebileceğinin vurgulandığı, bu kapsamda tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasına ilişkin olarak davacının Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma suçundan 15.02.2008-05.08.2008 tarihleri arasında 111 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/184 esas numaralı iddianamesinin 28.03.2008 tarihinde düzenlendiği, davacı hakkında birleştirilmek üzere ayrıca ek iddianame de düzenlendiği, Adana (kapatılan) 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/79 Esas ve 2009/84 Karar numaralı dosyasında 28.05.2009 tarihinde hüküm kurulduğu, hükmün temyiz edildiği, Yargıtay 9. Ceza Dairesince hükmün 04.02.2013 tarihinde bozulması üzerine yeniden esas alınarak Adana (kapatılan) 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/60 Esas 2013/151 Karar numaralı dosyasında 18.06.2013 tarihinde hüküm kurulduğu, hükmün davacı (sanık) vekili tarafından temyiz edildiği görülmekle, dosya içerisinde bulunan evrakların incelenmesinde; somut olayda davacıya atfedilen suçların ciddi ve ağır olduğu, atılı suçlara ilişkin delillerin sayısı ve niteliği, birleşen dosyanın varlığı, eylem ve sanık sayısı ile eylemlerin niteliğinden hareketle dosyanın karmaşıklık düzeyi dikkate alındığında, davacının makul sürede yargılama mercii önüne çıkarıldığı ve hakkında gerek bozmadan önce gerekse bozmadan sonra makul süre içinde hüküm verildiği, tutukluluk ve kovuşturma sürelerinin makul olduğu anlaşılmakla davacının uzun yargılamaya ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davacı hakkında verilen hükmün henüz kesinleşmediğinden bahisle ve kesinleşse dahi davacı hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve kovuşturmanın ertelenmesine karar verildiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmesi sonucu itibariyle doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozma ilamına uyularak yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin davanın kabulünün gerektiğine ve sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA, 14.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.