Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/13090
Karar No: 2012/162
Karar Tarihi: 17.1.2012

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2011/13090 Esas 2012/162 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2011/13090 E.  ,  2012/162 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya iadesi davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde temyiz eden davalı vekili Av.... ve davacı vekili Av.... geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık, ev ve çeyiz eşyaları ile ziynet eşyalarının aynen iadesi,mümkün değilse fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ev ve çeyiz eşyaları ile ilgili talebin reddine, ziynet eşyaları ile ilgili istemin kabulü ile dava dilekçesinde sayılan ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde taleple bağlı kalınarak bedeli olan 1.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilesi ile davalının 2006 tarihinde evlendiklerini, aralarında görülen boşanma davasında da açıklandığı üzere davacının 3.2.2007 tarihinde ortak konuttan atıldığını, karakola giderek şikayette bulunduğunu, polislerle döndüğünde davalının hakaret ve şiddet girişimleriyle karşılaştığından polis nezaretinde evden ayrıldığını, evden çıkarken ziynet eşyalarını istemesine karşın davalının vermeyeceğini beyan ettiğini, bir hafta sonra tekrar döndüğünde ise eşyaların taşınmış ve evin boşaltılmış olduğunu gördüğünü bu şekilde kendisine düğünde takılan ziynet ve ev eşyalarını alamadığını belirterek, dava dilekçesinde dökümü yapılan ev ve ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün değilse fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik bedeli olan 1.000 TL’nin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın haksız ve kötü niyetle açıldığını, davacının gerçek dışı iddialara dayandığını, her ne kadar evden şiddet uygulanarak atıldığını,ziynetlerine el konulduğunu ileri sürmüşse de, davacının mahkemeyi yanıltmak için defalarca savcılık makamını kötü niyetle kullandığını, davalı ve ailesi hakkında iftira ve karalama dilekçeleri verdiğini, ancak bu şikayetlerin hepsinin takipsizlik kararı ile sonuçlandığını, boşanma davasında dinlenen tanıkların da davacının evi ağabeyleri ile terk ederken altın ve ziynetlerinin davacının üzerinde olduğunu söylediklerini, hayat deneylerine göre de ziynetlerin kadının üzerinde bulunmasının asıl olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
    Davacı dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer.
    Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyadır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilmelidir.
    Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını,ispat yükü altındadır.
    Olayda, davacı ... ile davalı ... 28.7.2006 tarihinde evlenmişlerdir. Bu evliliklerinden 2007 doğumlu ... isimli çocukları bulunmaktadır. Davacı evden şiddet görerek ayrılması nedeniyle dava konusu edilen ziynet eşyalarını alamadığını, davalıda kaldığı iddia etmişse de, duruşmada dinlenen davacı tanıkları davacının evlenmelerinden sonra hırsızlık olaylarına karşı bu ziynetlerin davalının ailesi tarafından alındığını söylediğini beyan etmişlerdir. Davalı tanıkları ise, davacının bütün altınları ve bilezikleri yanında olduğu halde ortak konutu terk ettiği yönünde tanıklık yapmışlardır. Davacı kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanıkların beyanı ile ispat edememiştir. Bununla birlikte davacı, dava dilekçesinde ve delil listesinde yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya ziynetlerin elinden alındığı, götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalı yana yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 900.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.1.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi