8. Hukuk Dairesi 2017/12826 E. , 2019/5470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... ile ... Varçin"in gayri resmi birlikteliklerinden 1993 yılında davacının dünyaya geldiğini, nüfusa kaydettirilmeden akrabalarının yanına bırakılarak anne ve babasının Irak"a gittiklerini, davacının vatandaşlık hakkı kazanabilmesi ve kimlik belgesi alabilmesi için annesinin ... Varçin, babasının ... olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacının 1993 yılında doğduğu, nüfus kayıtlarında sağ olarak gözükmesine rağmen ölü olan ve mezarının nerede olduğunu bilmediği ... Varçin ile Irak"ta yaşayan davalı ..."nin gayri resmi evliliklerinden dünyaya geldiğini ileri sürerek nüfusa tescil edilebilmesi için anne ve babasının tespitini talep ettiği, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 17. maddesinde "Nüfus müdürlükleri; süresi içerisinde bildirilmemiş çocukların veya nüfusa tescil edilmemiş erginlerin varlığını haber aldıkları takdirde; erginlerin kendilerini, çocukların veli, vasi veya kayyımlarını, bunların bulunmaması halinde; büyük ana, büyük baba veya kardeşlerini ya da çocukları yanlarında bulunduranları veya muhtarları beyana davet etmeye yetkilidirler. İlgililer de bu davet üzerine otuz gün içinde nüfus müdürlüklerine başvurmak ve beyanda bulunmakla görevlidir.
Verilen süre içerisinde bildirim yapılmaması halinde mülkî idare amirinin göreceği lüzum üzerine kolluk kuvvetlerince bunların zorla getirilmesi için gereken işlem yapılarak çocuğun aile kütüklerine tescili sağlanır." hükmünün öngörüldüğü, bu yasal düzenleme ve davacının istemi bir bütün olarak değerlendirildiğinde ; nüfus kayıt ve ölüm olaylarının yazımı görevi idareye ait olup nüfusa tescil edilmemiş kişilerin nüfusa kaydedilebilmesi için mahkeme kararına ihtiyaç bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davacının nüfusta kaydının bulunmadığı, anne olduğu iddia edilen ... Varçin"in 01.01.1970 doğumlu ve bekar olarak, yine baba olduğu söylenen ..."nin 01.01.1967 doğumlu ve bekar olarak nüfusta kayıtlı oldukları anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde, nüfusa kayıtlı olmayan davacının anne ve babasının tespiti istenilmektedir. Türk Medeni Kanunu"nun 30. maddesinin 2. fıkrasında "Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kayıtla ispat edilir." hükmünü içermektedir. Yine 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 36. maddesinin (c) fıkrasında, "Tespit davaları, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil eder." ibaresini içermekle, Mahkemece açılmış bulunan davada davacının annesinin tespiti yönünden davanın nüfus kaydının düzeltilmesi ile ilgili istem olduğu ve Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 36. maddesine göre asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu dikkate alınarak annenin tespiti yönünden, ilgililer arasında DNA incelemesi yaptırılarak alınacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
Davacının babasının ... olduğunun tespiti yönünden ise dava; Türk Medeni Kanunu"nun 301 ve devamı maddelerinde düzenlenen babalığın tespiti istemine ilişkin olup, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğunun hükme bağlandığı ve aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde davanın aile mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerektiği dikkate alındığında, babanın ... olduğuna ilişkin davanın tefrik edilerek davaya Aile Mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekir.
Mahkemece yukarda açıklandığı şekilde karar verilmesi gerekirken mahkemenin görevsizliği ve nüfusa tescil için mahkeme kararına ihtiyaç bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.