Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13792
Karar No: 2020/2190

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/13792 Esas 2020/2190 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2016/13792 E.  ,  2020/2190 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    YARGITAY KARARI

    A) Davacı isteminin özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin önce ... Grup bünyesindeki ... Lojistik şirketinde ve devamında hizmet akdinin devri suretiyle davalı şirkette, 18.03.2011-14.06.2012 tarihleri arasında “uluslararası tır şoförü” olarak, aylık 1.125,00 € sabit ücret ve sefer başına 150,00 € sefer primi karşılığında çalıştığını, iş akdinin davalı işveren tarafından haksız ve önelsiz feshedildiğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
    B) Davalı cevabının özeti:
    Davalı vekili, davacının yurtdışı seferindeyken alkol aldığının tespit edilmesi üzerine iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, son ücretinin aylık net 700,00 TL olduğunu, yurtdışında bulunduğu zamana denk gelen genel tatil günlerinde çalışması halinde karşılığının bordrolarda tahakkuk edilerek ödendiğini, izinlerini kullandığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme kararının özeti:
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, SGK sigortalı hizmet dökümünde, davacının 18.03.2011 – 31.03.2012 tarihleri arasında dava dışı ...Lojistik A.Ş.de ve 01.04.2012 – 15.06.2012 tarihleri arasında davalı şirkette çalışma kaydı bulunduğu, ... Lojistik şirketinden davalı şirkete devredildiği anlaşılan davacının 18.03.2011 – 14.06.2012 tarihleri arasındaki 1 yıl, 2 ay, 27 günlük çalışma süresinde hak kazandığı alacaklardan, devralan davalı şirketin sorumlu olduğu kabul edildiği, dava dilekçesinde, davacının aylık 1.125,00 € sabit ücret ve sefer başına 150,00 € sefer priminden oluşan ücret miktarı üzerinden çalıştığı ileri sürüldüğü, cevap dilekçesinde ise davacının aylık net 700,00 TL ücret karşılığında çalıştığı, bunun davacı tarafından ihtirazı kayıtsız imzalanmış olan bordrolarla sabit olduğu belirtildiği, davacı yan ücret iddiasını ispat edemediğinden, davacının fesih tarihindeki, sabit ücret ve harcırahtan oluşan ücreti; brüt (977,79 TL + 545,02 TL =) 1.522,81 TL ve net (700,00 TL + 545,02 TL =) 1.245,02 TL’olarak kabul edildiği, fesih bildiriminde; davacının mesai saatleri içerisinde verilen göreve gelmediği, sebebini öğrenmek için arandığında ulaşılamadığı, adres aramaları sonucunda ulaşıldığında ise alkollü olduğunun tespit edildiği, şirket faaliyet alanı çerçevesinde ve görev sorumluluğu doğrultusunda alkol kullanımının kati surette yasak olduğu, mevcut disiplin yönetmeliği ve davacıya tebliğ edilen düzenlemelerde bu kaidenin kati surette yer aldığı belirtilerek iş akdinin feshedildiği belirtildiği, ancak sözü edilen disiplin yönetmeliği ve davacıya tebliğ edildiği belirtilen düzenlemeler dosyaya ibraz edilmediği, davacı savunmasında ve davalı şirkete gönderilen 18.06.2012 tarihli ihtarnamede bu iddiaları kabul etmemiş Bükreş’e vardığında takograf kayıtlarındaki haftalık araç kullanma süresi dolmuş olduğundan 24 saatlik zorunlu dinlemeye başladığını, aynı gün sabah 09.00 – 10.00 gibi aranarak mola vermeksizin yola devam etmesinin istendiğini, ancak bunun ağır para cezasına neden olacağı için kabul etmediğini, kesinlikle alkol almadığını, 24 saatlik dinlenme sonrası yola devam ettiğini, Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra 14.06.2012 tarihinde iş akdinin haksız olarak feshedildiğini belirttiği, AETR Konvansiyonu gereğince Avrupa’da ve Türkiye’de ağır vasıta sürücülerinin 6 günlük araç kullanma süresinden sonra en az 24 saat kesintisiz dinlenmeleri gerektiği, davacı haftalık çalışma süresi dolduğu için 24 saat dinlenme verdiğini ileri sürdüğü, davacının haftalık çalışma süresinin dolmadığına dair bir iddia ileri sürülmediği gibi buna ilişkin takoğraf kaydı da sunulmadığı, davacı her ne kadar alkol aldığını kabul etmemiş olsa bile haftalık dinlenme süresi içerisinde, ertesi gün trafiğe çıktığında kanında alkol olmayacak miktarda alkol almasını engelleyen bir düzenleme bulunmadığı, ayrıca davacının alkollü olduğuna dair düzenlenen tutanakta imzası bulunanlar tanık olarak dinletilmemiş, dinlenen tanıkların beyanlarının da görgüye dayalı olmadığı anlaşıldığı, akdin feshinin tazminat gerektirmeyecek şekilde haklı nedene dayandığını ispat yükü üzerinde olan davalı yanca bu husus ispat edilemediğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı kabul edildiği, dava dilekçesinde, davacının hemen hemen bütün ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı ileri sürüldüğü, davalı tanık anlatımlarına göre davacının yurtdışında olduğu dönemlere rastlayan bütün tatil günlerinde çalışmış olduğu sonucuna varıldığı, bu itibarla dosyada mevcut yurtdışı giriş çıkış kayıtlarına göre davacının yurtdışında bulunduğu sürelere isabet eden bütün tatil günlerinde çalışmış olduğu kabulüne göre 4857 sayılı yasanın 47. maddesi uyarınca genel tatil ücreti hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Genel tatil çalışmalarının yurt dışı giriş çıkış kayıtlarına dayanması, kısa bir süreyle ilgili olması ve miktarının düşük olması sebepleriyle bu alacak için takdiri indirim uygulanmadığı, davacı yıllık izin ücreti talebinde bulunmuş, davalı yanca yıllık izinlerin kullandırıldığına dair herhangi bir delil sunulmamıştır. 4857 Sayılı Yasa’nın 59. maddesine göre; iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden ödenmesi gerektiği, davacının 1 tam yılı aşan çalışma süresinde, 4857 sayılı Yasa uyarınca 14 gün izne hak kazandığı anlaşılmış olup 14 gün için 541,01 TL yıllık izin ücreti alacağı olduğu kabul edildiği, dava dilekçesinde; davacının ... Lojistik şirketi bünyesinde çalıştığı 18.03.2011 – 31.03.2012 tarihleri arasındaki dönemde, asgari ücret maaşlarının ödenmediği ileri sürülmüştür. Getirtilen banka hesap dökümünde davacının kabul edilen temel maaşının karşılığı tahakkuk edilmiş ücretlerin banka hesabına ödenmiş olduğu görüldüğünden ücret alacağı talebiyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu hususun sehven hüküm fıkrasına yazılmadığı gerekçesi ile ücret alacağı talebi hakkında bir karar verilmemiş, sair taleplerin ise kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Karar süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

    2-Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde 3400 TL ücret alacağı talep edilmiştir.
    Mahkeme tarafından ücret alacağı talebi hakkında bir hüküm kurulmamış, ancak Mahkeme kararı gerekçesinde “Dava dilekçesinde; davacının ... Lojistik şirketi bünyesinde çalıştığı 18.03.2011–31.03.2012 tarihleri arasındaki dönemde, asgari ücret maaşlarının ödenmediği ileri sürülmüştür. Getirtilen banka hesap dökümünde davacının kabul edilen temel maaşının karşılığı tahakkuk edilmiş ücretlerin banka hesabına ödenmiş olduğu görüldüğünden ücret alacağı talebiyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu hususun sehven hüküm fıkrasına yazılmadığı görülmüştür.” şeklinde açıklamaya yer verilmiştir.
    HMK’nun 297/2. maddesine göre tüm talepler hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmek zorundadır.
    Mahkeme tarafından ücret alacağı talebi hakkında hüküm fıkrasında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi hatalıdır.
    Kabule göre de, Mahkeme tarafından ücret alacağının eğer dava tarihinden önce bankaya ödendiği tespit edilir ise verilecek karar “karar verilmesine yer olmadığına” değil “red” kararı olmalıdır.
    Eğer ücret alacağı ödenmiş ise ödeme tarihinin taraflar lehine / aleyhine hükmedilecek vekalet ücretine ve yargılama giderlerine etkisi de göz önüne alınmalıdır.
    Ancak, bozma ile önceki hüküm ortadan kalktığından diğer tüm alacak kalemleri hakkında HMK.nın 297. Maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulmalı ve ücret alacağı talebi hakkında verilen kabul ve red miktarları ile birlikte değerlendirilerek tarafların vekalet ücretlerine ve yargılama giderlerine etkisi değerlendirilecektir. Burada bahsedilen yargılama gideri harç haricindeki yargılama gideri olup, yargılama harçları kabul ve redde göre oranlanmaz.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 13/02/2020 günü oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi