17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/17071 Karar No: 2016/8551 Karar Tarihi: 04.10.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/17071 Esas 2016/8551 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/17071 E. , 2016/8551 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı hazine vekili, davalı borçlu ..."nün amme alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı taşınmazını davalı ..."e onunda borçlunun kardeşinin eşi davalı ..."ya sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir. Davalı ..., borçlunun yakın arkadaşı olduğunu mali sıkıntısı olunca zor durumda olduğunu için taşınmazı satın aldığını, ancak manevi değeri nedeni ile Necla isteyince ona sattığını iyiniyetle raic bedellerine uygun olarak satışların yapıldığını ve haksız açılan davanın reddini savunmuştur. Davalı ...,borçlunun eşinin kardeşi olduğunu, mali durumu bozulunca taşınmazı arkadaşı Veysel"e sattığını, daha sonra ev alma niyetinde olunca evin manevi değeri nedeni ile Veysel"den aldıklarını bunun için konut kredisi çektiklerini belirtmiştir. Davalı borçlu, kesinleşmiş bir borcu olmadığını,asıl borçlunun şirketin temsilcisi dava dışı ... olduğunu, mali durumu bozulunca evi satmak zorunda kaldığını mal kaçırma amacının olmadığını, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı vekilinin borçlunun takibi semeresiz bırakmak amacı ile tasarrufu gerçekleştiğini iddia ettiği ancak taşınmazın davalı ... tarafından konut kredisi ile alındığını üzerinde banka ipoteği olup halen ..."nın oturmakta olduğunu bu nedenle muvazaanın kanıtlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili, tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1.6183 sayılı AATUHK"nun 30.maddesinde borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muamelelerin tarihleri ne olursa olsun hükümsüz olduğu; hüküm altına alınmıştır. Somut olayda dava konusu ev önce borçlunun yakın arkadaşı ... tarafından alınmış ve daha sonra borçlunun kardeşinin eşi ..."ya satılmıştır. Her iki davalının da borçlunun mali durumunun bozuk olduğunu bildiği açık ikrarları ile sabittir. Bu durumda anılan madde gereğince davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Kabule göre ise,1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.