Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/5434 Esas 2019/2572 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/5434
Karar No: 2019/2572
Karar Tarihi: 28.02.2019

Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/5434 Esas 2019/2572 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi         2017/5434 E.  ,  2019/2572 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    KATILANLAR : Hazine, ...
    SUÇ : Tefecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
    7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/1-2. maddesindeki “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü uyarınca öncelikle ilgilinin bilinen en son adresi olan ".... adresine çağrı kağıdı çıkarılması, iade edilmesi durumunda tebligatın mernis adresi olan .... adresine yapılması gerektiği, dosya içindeki tebligat parçası incelendiğinde, tebligatın doğrudan sanığın mernis adresine ve mernis ibareli olarak çıkartıldığının görüldüğü, bu itibarla sanığa aynı Kanunun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla, 17/02/2017 havale günlü dilekçede yer alan temyiz talebinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek, tebliğnamedeki temyiz isteminin reddi gerektiğine dair görüşe iştirak edilmeyerek temyiz talebinin reddine dair 17/02/2017 tarihli ek kararın kaldırılmasına, katılan ... vekilinin temyizinin münhasıran vekalet ücretine yönelik olduğu gözetilerek, incelemenin müdafin sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmüne, katılan vekilinin ise vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    Sanığa isnat edilen tefecilik suçunun 5237 sayılı TCK"nın 241/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırına göre aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık asli ve ilaveli dava zamanaşımına tabi olduğu, katılan ..."nın sanıktan son olarak 2006 yılı başlarında kazanç elde etmek amacıyla ödünç para aldığını beyan ettiği, suç tarihi hususunda oluşan şüphenin sanık lehine yorumlanması sonucu suç tarihinin 01/01/2006 olarak kabulü gerektiği, bu suretle suç tarihi ile inceleme günü arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün 5320

    .../...
    -2-



    sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 28/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.