9. Hukuk Dairesi 2016/13423 E. , 2020/2186 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, davalı avukatınca duruşma talep edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının 12.02.2010-11.12.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını ve en son mağaza müdür yardımcısı olarak çalıştığını, davalının davacının fazla mesai ücretlerini ödememesi sebebi ile iş aktinin noter ihtarnamesi ile davacı tarafından feshedildiğini, davacının işyerinde haftada 6 gün en az 10 saat çalıştığını, haftada bir gün hafta içi izin yaptığını, işyeri çalışanlarından birinin izinli olması, mağaza müdürünün izinli olması sebebi ile haftada 3 gün en az 10 saatten fazla çalıştığını, davacının çalışma süresinin yasal çalışma süresi olan 45 saati aştığını, davacının resmi ve dini bayramlarda da çalıştığını, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının davalı işyerinde iddia edilen tarihler arasında çalıştığını belirtmiş ve davacının kıdem tazminatı talebinin iş aktinin feshinin haklı sebebe dayanmaması ve davacının iddia ettiği hak ve alacağı olmaması,fazla mesai alacağı bulunmaması ve fesih nedeni ile ilgili öne sürülen iddia ve açıklamaların haksız,soyut ve gerçek dışı olduğunu, davacının iş aktini feshinin haksız olduğunu,kıdem tazminatına hak kazanmayacağını,fazla mesai ve genel tatil ücreti ve tahakkuku ve ödemesi bulunan ücret bordroları ve tanık beyanları olduğunu, davacının 45 saat çalıştığını, aylık ücretinin banka kanalı ile ödendiğini ve davacının ihtirazi kayıt öne sürmeden aldığını, yıllık izninin tamamını kullandığını, son aylık ücretinin 1000 TL olduğunu, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacı tanıklarının, davalının davacının fazla çalışma ücretlerini ödemediğini söylediği, dosya kapsamından davacının davalı işyerinde bir haftada 12,5 saat fazla mesai yaptığı anlaşılmış ve fazla mesai ücretinin ödendiğinin ispat yükü kendisinde olan davalı taraf davacının yaptığı fazla mesailerin ücretinin ödendiğini imzalı bordro,banka kaydı ya da eşdeğer belge ile ispat edemediği, ücreti ödenmeyen işçinin İş Kanunu 24/2 maddesine göre iş aktini haklı olarak feshetme hakkı vardır.Bu duruma göre davacının iş aktinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona erdiği kabul edildiği, davacının dosya kapsamından genel tatillerde de çalıştığı anlaşılmış ve genel tatil çalışma ücretinin ödendiğinin ispat yükü kendisinde olan davalı taraf davacının imzası olan bordro,banka kaydı ya da eşdeğer belge ile bu yükümün yerine getiremediği, bu duruma göre bilirkişi tarafından hesap edilen fazla çalışma ücreti alacağı ile genel tatil çalışma ücreti alacaklarından 1/3 "er oranda hakkaniyet indirimi yapılarak fazla çalışma ücreti alacağı ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin hüküm altına alınmasına karar verildiği, davacının çalıştığı süre itibarı ile 42 gün yıllık izne hak kazandığı ancak dosya kapsamından davacının kullanmadığı 17 gün yıllık izni olduğu anlaşılmış ve davalı taraf davacının yıllık izninin kullanıldığını işyerinde tutulmuş davacının imzası olan yıllık izin defteri ya da eşdeğer belge ile ispat edememiş ve bilirkişi tarafından hesap edilen 734,50 TL yıllık izin ücreti alacağının davalıdan alınmasına karar verildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin cevap dilekçesinde banka adı ve hesap numarasını bildirmesine rağmen banka kayıtları celbedilmeden ve değerlendirilmeden dava konusu talepler hakkında sonuca gidilmesi hatalıdır.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçinin imzasını içermeyen bordrolarda fazla çalışma tahakkuku yer aldığında ve tahakkukta yer alan miktarların karşılığı banka hesabına ödendiğinde, tahakkuku aşan fazla çalışmalar her türlü delille ispatlanabilir. Tahakkuku aşan fazla çalışma hesaplandığında, bordrolarda yer alan fazla çalışma ödeme tutarları mahsup edilmelidir.
Dosyadaki bordrolarda bir kısım fazla mesai ücreti tahakkukları bulunmaktadır.
Bu bordrolarda davacıya atfen imza taşıyan bordrolardaki imzalar davacı taraftan sorulmalı, imzanın davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde bu bordroda yer alan fazla mesai süresi, Mahkeme tarafından tespit edilen ücret üzerinden hesaplanarak o ayın bordrosundaki tahakkukun mahsubundan sonra varsa bakiye fazla mesai ücreti alacağına eklenmelidir. Burada dikkat edilecek husus, davacı tarafından imzalanan bordrodaki fazla mesai süresinin, o ay için hesaplanacak fazla mesai süresi olarak esas alınması gerektiğidir. Yani, davacının imzasını taşıyan bordronun ait olduğu ayda, yazılı belge yoksa davacının, o ay bordrosunda gösterilen fazla mesai süresini aşar şekilde fazla mesai yaptığı kabul edilemez.
İmzasız ve fakat fazla mesai ücreti tahakkuku bulunan bordrolardaki tahakkukların bankaya ödendiğinin anlaşılması halinde, bu aylar için Mahkeme tarafından tespit edilen fazla mesai süresi ve Mahkeme tarafından tespit edilen ücret üzerinden hesaplanan fazla mesai alacağından bu bordrolardaki fazla mesai tahakkukları mahsup edilmelidir.
4-Ulusal bayram genel tatil ücreti hesabı ve bordrolardaki tahakkuklar bakımından;
Dosyadaki bir kısım bordrolarda ulusal bayram genel tatil tahakkuku olan görünen tahakkukların, bu günlerde çalışmasa dahi bu günler için ödenmesi gereken bir yevmiyeye ilaveten çalıştığı günler için bir yevmiye değil, çalışmasa da ödnemesi gereken normal maaşı içindeki bir yevmiye olduğu anlaşılmaktadır. Bir diğer deyişle, bir kısım bordrolarda gösterilen ulusal bayram genel tatil tahakkukları aslında çalışma karşılığı olmayan, çalışmasa da normal maşaın içinde ödenmesi gereken tahakkukun ulusal bayram genel tatil adı altında gösteirlmesinden ibarettir. Bu tip tahakkukların ulusal bayram genel tatil çalışması karşılığı olmaması nedeni ile ulusal bayram genel tatil çalışması alacağında mahsup ya da dışlama yolu ile gözetilmesi mümkün değildir.
Bununla birlikte bir kısım bordrolarda, örneğin Mayıs, Ağustos, Ekim /2013 aylarının bordrolarında çalışma karşığı ödenmesi gereken ilave ulusal bayram genel tatil tahakkuku yapıldığı görülmektedir.
Belirtilen bordrolar örnek niteliğinde sayılmış olup, sınırlı sayıda belirtilmemiştir, çalışmasa da ödenmesi gereken ulusal bayram genel tatil ücretine, çalışması karşılığı ilave yevmiye tahakkuku içeren bordrolar Mahkeme tarafından tüm bordrolar incelenerek tespit edilmelidir.
Bu bordrolarda davacıya atfen imza taşıyan bordrolardaki imzalar davacı taraftan sorulmalı, imzanın davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde bu bordroda yer alan ulusal bayram genel tatil çalışma gün sayısı, Mahkeme tarafından tespit edilen ücret üzerinden hesaplanarak o ayın bordrosundaki tahakkukun mahsubundan sonra varsa bakiye ulusal bayram genel tatil ücreti alacağına eklenmelidir. Burda dikkat edilecek husus, davacı tarafından imzalanan bordrodaki ulusal bayram genel tatil çalışma gün sayısının, o ay için hesaplanacak ulusal bayram genel tatil çalışma gün sayısı olarak esas alınması gerektiğidir. Yani, yazılı belge yoksa davacının imzasını taşıyan bordronun ait olduğu ayda, davacının, o ay bordrosunda gösterilen ulusal bayram genel tatil çalışma gün sayısını aşar şekilde çalışma yaptığı kabul edilemez.
Ulusal bayram genel tatil gününde yapılan çalışma günlük 7,5 saatin altında dahi olsa çalışma karşılığı 1 günlük yevmiye tahakkuk ettirilmesi gerekir.
İmzasız ve fakat çalışma karşılığı ulusal bayram genel tatil ücreti tahakkuku bulunan bordrolardaki tahakkukların bankaya ödenip ödenmediği davacı taraftan sorulmalı, ödenmediği ileri sürülür ise varsa eksik banka kayıtları getirtilmeli, neticeten, imzasız bordrolardaki çalışma karşılığı ulusal bayram genel tatil ücreti tahakkuklarının ödendiğinin anlaşılması halinde, bu aylar için Mahkeme tarafından tespit edilen çalışılan ulusal bayram genel tatil gün sayısı ve Mahkeme tarafından tespit edilen ücret üzerinden hesaplanan çalışma karşılığı ulusal bayram genel tatil ücreti alacağından bu bordrolardaki çalışma karşılığı ulusal bayram genel tatil ücreti tahakkukları mahsup edilmelidir.
5-Yıllık izin ücreti ve bordrolardaki tahakkuklar bakımından;
Haziran/2011 ve Eylül /2012 aylarının bordrolarında imza bulunmamakla birlikte “yıllık izin” adı altında 14’er gün tahakkuk bulunmaktadır. Ayrıca, “ücretli izin” adı altında Ekim /2013 ayı bordrosunda 7 gün ücret tahakkuku, Aralık/2013 bordrosunda 8 gün ücret tahakkuku görülmektedir. Belirtilen bu bordrolarda imza bulunmamaktadır. Ayrıca belirtilen bu tahakkuklar ilave yevmiye niteliğinde değil, maaşın bir kısmının “izin” adı ile normal çalışılan günlerden ayrı olarak gösterilmesi şeklinde yapılmıştır.
Davacı asıl duruşmaya bizzat celbedilerek bu bordrolar kendisine gösterilerek bordrolarda gösterilen bu yıllık izinleri kullanıp kullanmadığı davacı asıldan sorulmalıdır. Davacı asıl bu izni kullandığını beyan eder ise hesaplanan toplam yıllık izin günü hakkından bu bordrolardaki yıllık izin günleri, gün bazında dışlanarak sonuca gidilmelidir.
Yukarıda sayılan bordrolar birer örnek olarak yukarıda belirtilmiş olup, sınırlı sayıda belirtilmiş değildir. Mahkeme tarafından tüm bordrolar irdelenerek, başka yıllık ücretli izin tahakkuku bulunan ay var ise bu bordronun imzalı ve imzanın davacıya ait olması halinde o bordrodaki yıllık ücretli izin gün sayısı, davacının yıllık ücretli izin gün sayısından, gün bazında dışlanmalıdır. Mahkeme tarafından imzasız başka bordroda yıllık ücretli izin tahakkuku olduğunun tespiti halinde o bordro için de yukarıda belirtilen yıllık ücretli izin tahakkuku içerdiği belirtilen bordrolar için uygulanması gerektiği belirtilen işlemin aynısı uygulanmalıdır.
İmzasız bordroda yıllık izin ücreti tahakkuku gözükmesi, davacının bu yıllık izni fiilen kullandığının sübut bulmaması halinde davalı lehine sonuca etkili değildir.
Bordronun imzalı olup da yıllık ücretli izin tahakkuku imzalı bordroda ayrıca ve açıkça gösterilmiş ise gün olarak yıllık ücretli izin hakkından bu bordroda gösterilen yıllık ücretli izin gün sayısı düşülmelidir.
6-Davacının kullandığı anlaşılan izin günleri olur /var ise fazla mesai ücreti ile ulusal bayram genel tatil günü çalışma ücreti hesabında bu günler denetime elverişli şekilde dışlanmalıdır.
7-Eldeki hükümde kabule göre davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti doğru ise de takdiri indirim haricinde reddedilen miktar bulunmadığı için davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin de kabul ve redde göre oranlanması, kabule göre, hatalıdır.
Ancak, taraflar lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri hususlarında, bozma sonrası yeni kurulacak hükümdeki kabul ve red miktarları, takdiri indirimden kaynaklı miktarlar, yeni hüküm tarihinde yürürlükte olacak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve o tarihte geçerli olacak sair mevzuat birlikte göz önüne alınarak yeniden hüküm kurulmalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,13/02/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.