8. Hukuk Dairesi 2012/6475 E. , 2012/13137 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.02.2012 gün ve 5/12 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar ... ile ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K AR A R
Davacı dava dilekçesinde, kadastro çalışmaları sırasında davalı kardeşleri ... ve ... adlarına sırasıyla tespit ve tescil edilen 366 ada 2 ve 366 ada 3 sayılı parsellerin murislerinden kaldığını, yapılan taksim sonucu kendisine düştüğünü açıklayarak 366 ada 2 sayılı parselde 600 m² aynı ada 3 sayılı parselde ise 1868 m² bakımından tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... 22.03.2012 tarihli yargılama oturumunda adına yazılan bir parselin bulunmadığını, kadastro çalışmaları sırasında çocuklarının yanında olduğunu bildirmiştir. Diğer davalı ...’ya dava dilekçesi yöntemine uygun bir biçimde tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan 366 ada 2 sayılı parsel içerisinde, teknik bilirkişi rapor ve krokisinde A harfiyle işaretlenen 525,11 m² bakımından, diğer davalı ... adına kayıtlı bulunan 366 ada 3 sayılı parselin tapu kaydının tamamı yönünden iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 366 ada 2 sayılı parselin geri kalan kısmının davalı ... üzerinde bırakılmasına, toplam 536,65 TL yargılama giderinin davalılardan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalılar tarafından yargılama giderleri yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve paylaşım hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.
Davacı ... Sarı 23.12.2012 tarihli tavzih dilekçesi ile kararın hüküm bölümünün 4. bendinde yazılı bulunan yargılama giderinin toplam miktarı 779,80 TL olarak yazılması gerekirken her nasılsa zuhulen 536,65 TL olarak hesap edildiğini ve bunun düzeltilmesini istemesi üzerine mahkemece 03.04.2012 tarih ve 2011/5 Esas, 2012/12 Karar sayılı tavzih kararı ile istek doğrultusunda yargılama giderlerinin 771,70 TL olduğuna hükmetmiştir.
Esas hüküm, 15.03.2012 tarihinde bizzat davalılara tebliğ edilmiş ve davalılar 19.03.2012 tarihinde temyiz harcını yatırmak suretiyle süresinde hükmü temyiz ettikleri anlaşılmıştır.
Yerel mahkemenin 03.04.2012 tarih 2011/5 Esas ve 2012/12 Karar sayılı tavzih kararı 25.04.2012 tarihinde davalı ..."ya 26.04.2012 tarihinde ise davalı ..."ya tebliğ edilmiştir. Dosya üzerinde yapılan incelemede adı geçen davalıların tavzih kararını temyiz etmedikleri belirlenmiştir. Verilen tavzih kararı HMK.nun 305 ve 306. maddelerinin (HUMK.nun 455, 456 vd.) kapsamlarına uygun olarak verilmediği gibi esasen söz konusu işin tavzih suretiyle düzeltilmesi gereken bir husus olmadığı belirtilen madde hükümleri ile sabittir. Ancak tavzih kararı temyiz edilmediğinden sadece hataya değinilmekle yetinilmiş ve bu nedenle bozma sebebi yapılmamıştır.
Saptanan bu durum karşısında davalıların temyiz isteği sadece yerel mahkemenin 08.02.2012 tarih ve 2011/5 Esas, 2012/12 Karar sayılı kararıyla sınırlı olarak yapılması zorunluluğu bulunmaktadır. Hüküm sadece yargılama giderleri yönünden davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Hükmün esasına yönelik bir temyizin olmadığı temyiz dilekçesi kapsamıyla sabittir.
Davacı dava dilekçesinin sonuç kısmında; "yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına karar verilmesini" istemiştir. Davacı 23.03.2011 havale tarihli dilekçesinde de; davalının davayı kabul etmemesi üzerine dava giderlerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılamanın 11.05.2011 tarihli oturumunda da aynı isteğini tekrarlamıştır. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile olayın gelişimi gözönünde bulundurulduğunda tarafların kardeş oldukları, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu parsellerin davalılar adına tespit ve tescil edildikleri, tespitlerin hatalı olduğu, davalılarca da kabul edildiği, davayı kabul etmeleri halinde davacının yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istediği, ancak bu kabulün gerçekleşmemesi üzerine davacının bu isteğini 23.03.2011 havale tarihli dilekçesiyle ıslah ettiği saptanmıştır. O halde mahkemece ıslah dilekçesi kapsamı gözönünde bulundurularak yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesinde usule aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davalıların, bu bakımdan hüküm fıkrasının 4 nolu bendinde yer alan 536,65 TL yargılama giderine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Hükmün esasını temyiz etmemeleri de bu olguyu doğrulamaktadır.
Davalıların 08.02.2012 tarihli karara yönelik temyiz itirazları bu bakımdan yerinde bulunmadığından reddiyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 146,00 TL peşin harcın, onama harcına mahsubu ile kalan 90,85 TL harcın temyiz eden davalılardan alınmasına 26.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.