18. Ceza Dairesi 2015/300 E. , 2015/1270 K.
"İçtihat Metni"
Hakaret suçundan sanık ... "nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1,4, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca, iki kez 1.740 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair,... Sulh Ceza Mahkemesi "nin 31.12.2009 tarihli ve 2008/845 esas ,2009/673 karar sayılı kararının, ...Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/02/2015 gün ve 66025 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Sanığın hakaret eylemini katılanlara karşı tek bir fiile gerçekleştirmesi karşısında,5237 sayılı TCK"nın 43/2. maddesi gereğince cezaların artırılması gerektiği gözetilmeden, katılan sayısınca hüküm kurularak fazla ceza tayin edilmesinde, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre hakaret suçu yönünden 5237 sayılı TCK"nın 129/1 . maddesinde düzenlenen özel haksız tahrik hükümlerinin kararda uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmamasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I-Olay:
Hakaret suçundan sanık sanık... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... Sulh Ceza Mahkemesi "nin 31.12.2009 tarihli kararıyla, iki kez 1.740 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 25.09.2014 tarihli kararıyla hükmolunan cezanın miktarına göre temyiz isteminin reddine karar verildiği, bu şekilde kesinleşen kararın infazı aşamasında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması, TCK"nın 129/1 . maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, adli sicil kaydında yer alan mahkumiyetlerinin silinme koşulları oluşup oluşmadığı tartışılmaksızın geçmiş sabıkaları göz önüne alınarak şartları oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesine yönelik gerekçeyle kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanığın aynı sözlerle birden fazla katılana yönelik hakaret eyleminde, TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının ve olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre hakaret suçu yönünden 5237 sayılı TCK"nın 129/1. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmamasına ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
(1) numaralı yasa yararına bozma isteminin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Aynı nev’iden fikri içtima halinde, fiil yani hareket hukuksal anlamda tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Bu durumda hareket tek olduğu için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza mağdur sayısı fazla olduğu için, TCK’nın 43/2. maddesi yollaması ile 43/1. maddesine göre artırılacaktır.( Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarih ve 15/491-219 sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
İncelenen somut olayda; sanığın, tek bir fiille her iki katılana hakaret etmesi şeklinde iddianamede anlatılan ve mahkemece kabul edilen eyleminde, TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümleri uygulanması gerekirken, her bir katılan için ayrı ayrı ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
(2) numaralı yasa yararına bozma isteminin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK"nın 309.maddesinde yer alan "kanun yararına bozma" istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ve hükümlere karşı başvurulan olağanüstü bir yasa yoludur.
Bu kanun yolu, yasaların eşit olarak, daha doğrusu, aynı (tek) biçimde uygulanmasını sağlamak için salt kanun yararına benimsenmiş olağanüstü bir yasa yoludur.Yargıtay"ın hukuki sorunlarla ilgili bozma yetkisi de temyiz yoluna oranla çok sınırlıdır.Çünkü, temyiz yasa yolundaki bozma yetkisinin olağandışı bir yasa yolu olan kanun yararına bozmada da kullanılması, yargının kesinlik otoritesine (hüküm dokunulmazlığına) ters düşer.Bundan dolayı "kanun yararına bozma" yasa yolunun olağandışılığının ve ayrık nitelikte olmasının duyarlılıkla korunması ve belirgin salt hukuki yanılgılarda bu yola gidilmesi zorunludur.
Bu bağlamda ele alındığında; gerekçede maddi sorunlar varsa kanun yararına bozmanın dışındadır. Yine hukuka aykırılıkla ilgisi olmayan, yalnız maddi/fiili ve de takdiri sorunlarla ilgili olan Yargıtay"ın ilk derece mahkemelerinin yerine geçerek karar veremeyeceği ve düzeltme yapamayacağı konularda bu yola gidilmesi olanaksızdır.Başka bir deyişle, kanun yararına bozma üzerine yeniden yargılamayı gerektirmeyecek konularda, Yargıtay"ın ilk derece mahkemesi yerine geçerek bir düzeltme yapabileceği sorunlarla sınırlıdır.
(2) numaralı kanun yararına bozma istemi de haksız tahrik nedeninin kararda tartışılmamasına ilişkindir.
Bu nedenlerle;
IV- Sonuç ve Karar:
A- (2) numaralı kanun yararına bozma talebi ile ilgili olarak; Yargıtay C.Başsavcılığının ... Bakanlığının kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden REDDİNE,
B- (1) numaralı kanun yararına bozma talebi ile ilgili olarak yapılan incelemede; hakaret suçundan sanık ... hakkında ... Sulh Ceza Mahkemesince verilen 31.12.2009 tarih ve 2008/845 esas ,2009/673 karar sayılı kararın, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
1- Karardaki hukuka aykırılık aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrasına göre, sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, mahkemece basit hakaret suçundan uygulama yapılmış olması da gözetilerek, sanığın TCK’nın 125/1. maddesi uyarınca takdiren 90 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
2- TCK"nın 125/4 maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında artırılarak, 105 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
3- TCK’nın 43/1-2. maddesi uyarınca mahkemece alt sınırdan ceza tayin edilmesi gözetilerek alt sınırdan artırım oranı da belirlenmek suretiyle 1/4 oranında artırılarak, 131 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
4- TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca mahkemece takdir edilen 1/6 oranında indirim yapılarak, 109 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
5- TCK"nın 52/2. maddesi uyarınca günlüğü takdiren 20 TL"den paraya çevrilerek, sanığın 2.180 TL adli para cezasıyla CEZALANDIRILMASINA,
6- İnfazın bu miktar üzerinden yapılmasına, bozulan kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 12/05/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.