20. Hukuk Dairesi 2014/732 E. , 2014/6610 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında,... İlçesi,... Köyü, 140 ada 25 parsel sayılı 2102,35 m² yüzölçümündeki taşınmaz 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybettiği ve orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine "2/B madde ve davalı gerçek kişi lehine kullanım" şerhi verilerek Hazine adına zeytinlik niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın eylemli orman niteliğinde olduğu, 2/B madde koşullarını taşımadığı iddiasıyla, orman niteliği ile Hazine adına tescili ve beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, taşınmazın Hazine adına orman rejimi dışına çıkarma işleminin kesinleştiği, 2010 yılında yapılan kadastro tesbitinde, kesinleşen 2/B madde alanında 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek 4. maddesi uyarınca fiilî kullanım durumunun tesbitinin yapıldığı, orman sınırları dışına çıkarılan ve bu işlemin kesinleştiği yerlere ilişkin açılan davalarda kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli ve yetkili sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hümüm davacı Orman Yönetimi vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.06.2011 tarih ve 2011/3973 - 7595 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Taşınmaz hakkında 06.04.2010 tarihinde kadastro tesbit tutanağı düzenlenmiş olup, Orman Yönetimi tarafından 3402 sayılı Kanunun 12/1 ve 26/B maddelerinde belirtilen 30 günlük askı süresi içinde dava açıldığına göre, 3402 sayılı Kanunun 25/1. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu, davanın esası hakkında karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, 140 ada 25 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmeksizin orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece çekişmeli taşınmazın eylemli orman olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, taşınmazın orman vasfıyla tapuya tesciline karar verilmiş ise de, taşınmaz Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış yerlerden olup, bu niteliği itirazsız kesinleştiğine göre, üzerindeki aşılı zeytin ağaçları (delice niteliğinde olmayan zeytin ağaçları) taşınmaza eylemli orman vasfı kazandırmaz. Taşınmaz üzerinde 60 adet kültür zeytini, 5 adet kızılçam, 6 adet pırnal meşesi, 1 adet ahlat ve 1 adet armut ağacı bulunduğu ve hakim ağaç türü itibariyle zeytinlik vasfında olduğu mahkemece belirlenmiştir. Nitekim aynı nitelikteki komşu 140 ada 26 parsele yönelik Orman Yönetimi tarafından açılan dava, (mahkemenin 2011/124 E 2012/29 K sayılı, Dairenin 2012/10878 esas sayılı dosyası) taşınmazın eylemli orman niteliğinde olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Buna göre, taşınmazın hakim ağaç türü itibariyle eylemli biçimde orman olmadığı anlaşıldığından, Orman Yönetiminin davasının reddi ile taşınmazın tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek davanın kabulü yolunda hüküm kurulması isabetsizdir." şeklindedir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine, taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1945 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1975 yılında 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre 2002 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon, sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 17/06/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.