17. Hukuk Dairesi 2018/5482 E. , 2020/4754 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili şirket nezdinde İşyeri Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan işyerinde 04/06/2011 tarihinde, davalıya ait gayrimenkulün lavabo tesisatından sızan su nedeniyle hasar meydana geldiğini, bu hasar nedeniyle sigortalıya 23/06/2011 tarihinde 2.252,00 TL ödeme yapıldığını, dava dışı sigortalısının halefi olduğunu, yapılan ödemenin rücuen tahsili için davalı aleyhine Kadıköy 3. İcra müdürlüğünün 2012/11162 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ödeme emri tebliğine rağmen, borç ödenmediği gibi borca itiraz edildiğinden takibin durdurulduğunu, itirazın haksız olup, iptalinin gerektiğini beyanla borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; zararın meydana gelmesinde müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, apartmanın ana giriş kapısının sol tarafında kendi dairesinin olduğunu, sigortalının dükkanının ise sağ tarafta olduğunu, kendi dairesinden akan suyun sigortalının dükkanına zarar vermesinin mümkün olmadığını, zira iki daire arasında asansör boşluğu bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının davasının kabulü ile davalı borçlunun Kadıköy 3. İcra Müdürlüğünün 2012/11162 sayılı dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak üzerinden devamına, faizin takip tarihinden itibaren
yürütülmesine, inkar tazminatı talebinin reddine, dair verilen karar davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ..., bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun"un Ek 1. maddesinde ise, kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde çözümleneceği öngörülmüştür.
Somut olaya bakıldığında; davalının maliki olduğu bağımsız bölüm ile davacı sigortalısının kullanımındaki işyerinin bulunduğu anataşınmazın kat mülkiyeti kurulmuş bir taşınmaz olduğu; davacıya sigortalı işyerinde, davalının maliki olduğu bağımsız bölümdeki lavabo tesisatından sızan su nedeniyle davalıya husumet yöneltildiği görülmektedir. Bu durumda, anataşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğu açıktır.
Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Bu durumda mahkemece; davada Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğu gözetilerek, HMK"nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.