17. Hukuk Dairesi 2015/16706 E. , 2016/8536 K.
"İçtihat Metni"...
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu,tasarrufun iptali davalarında HUMK"nun 9 ve sonraki maddelerinde öngörülen yetki kurallarının uygulandığı, HUMK"nun 9.maddesi gereğince her davanın kural olarak davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılacağı, davalılar birden fazla ise davanın davalılardan birinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde
...
açılabileceği, alacaklı ile borçlu arasında yazılı şekilde yapılan yetki sözleşmesi var ise alacaklının iptal davasının sözleşmede yetkili gösterilen yer mahkemesinde de açabileceği (HUMK"nun 22.madde)bu şekilde yapılan yetki sözleşmesinin geçerli olup zorunlu dava arkadaşı durumundaki borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan üçüncü kişileri de bağlayacağı, Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre bonodaki yetki koşulunun da geçerli olduğu, somut olayda çekişmenin yanlar arasındaki alacağın tahsili için başlatılan takipten doğduğu, takibe esas alınan bonolarda olası çekişmelerde yetkili ...olduğunun yazıldığı, kaldı ki, davacı alacaklı ile borçlu şirket arasındaki 24.8.2004 tarihli borç tasfiye protokolünün 9.maddesinde... ile İcra dairelerinin yetkili olduğunun kabul edildiği, bu yetki sözleşmesi gereğince mahkemenin yetkili olduğu, dolayısıyla işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetli görülmediği, borçlu ile doğrudan veya dolayısıyla işlem yapan şahıslar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan yetki itirazında bulunmayan davalılar yönünden tefrik kararı verilmesi doğru görülmediğinden tefrik edilen dosyanın ayrı esasda yargılaması devam ediyorsa bu dosya ile birleştirilerek toplanacak delillere göre hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisinin de isabetli olmadığı gereğine değinilmiştir.
Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda takip konusu alacağın iptali istenen tasarruflardan sonra doğduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, asıl davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277 ve davamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine, takip konusu alacağın iptali istenen tasarruflardan önce doğduğunun davacı tarafından ispatlanamamasına, dava konusu 3, 7, 8, 16, 21, 22, 23, 24 nolu bağımsız bölümler yönünden davanın İİK’nun 284 maddesinde öngörülen 5 yıllık hakdüşürücü süre geçirildikten sonra açılmış olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
...
2-Dava önkoşul yokluğu nedeniyle reddedildiğinden ...’nin 7/2 maddesi gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 5.bendindeki “...’nin 3/2"nci ve 13 maddesi gereğince hesaplanan 36.681,44 TL” ibaresinin çıkarılarak yerine “1.500 TL maktu“ ibaresinin yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davacıya geri verilmesine 04/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.