Taksirle yaralama suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hüküm, suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya içeriğine göre; suça sürüklenen çocuğun orta ayırıcı ile bölünmüş tek yönlü yolda geceleyin motosikleti ile ters yönde seyrederek seyir yönüne göre yolun solundan yola giren katılana çarpması şeklinde meydana gelen olayda, suça sürüklenen çocuk hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafiinin, suça sürüklenen çocuk hakkında hafifletici nedenlerin uygulanmamasının hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (f) bendinde yer alan "failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 1. fıkrasındaki “kastın yoğunluğu"" ibaresinin çıkartılarak diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.