Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
29.09.2006 tanzim tarihli bonoya dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, keşideci borçlunun, boş bir kağıttaki imzasının bilgisayar aracılığıyla doldurularak senede dönüştürüldüğüne ve dolayısiyle senedin kambiyo vasfında olmadığına ilişkin şikayeti üzerine, mahkemece borcun olmadığının yazılı delille kanıtlanamadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
İİK’nun “Borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti” başlıklı 170/a maddesinin ikinci fıkrasında, icra mahkemesinin, şikayet veya itiraz dolayısıyla kendisine intikal eden işlerde, takip dayanağı kambiyo senedinin bu vasfı taşımadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak takibi iptal edebileceği düzenlenmiştir.
Senetteki imzanın borçlanma iradesi olmaksızın atıldığı, senedin sonradan bono haline dönüştürüldüğünün saptanması halinde, takibe konu belge, TTK.nun 688/2.maddesinde belirtilen kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini içermeyeceğinden, alacağın tahsili yargılamaya muhtaç hale gelecektir. Yargıtay HGK’nun 27.06.2001 tarih ve 2001/12-545 E.2001/548 K.sayılı kararı da aynı yöndedir. Bu durumda mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),  13.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.