Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7530
Karar No: 2021/8735
Karar Tarihi: 22.06.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/7530 Esas 2021/8735 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/7530 E.  ,  2021/8735 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

    İlk Derece
    Mahkemesi : ...1. İş Mahkemesi
    No : 2018/338-2019/373

    Dava, 5510 sayılı Yasanın 81. maddesinin (ı) bendinde yer alan teşvik indiriminden faydalandırılma hakkının tespiti ile birlikte davalı Kuruma yersiz ödenen tutarın iadesi istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacının istinaf isteminin esastan reddine dair karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili, davalı Kurumun ...Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü"nün denetmen marifetiyle müvekkili şirkete ait işyerinde denetim yaptığını, denetim sonucunda düzenlenen 17/08/2017 tarih ve 2017/MÖT/039 sayılı Denetmenlik Raporuna istinaden 31/03/2018 tarih, 75957586-202.01.01-E2005930 sayılı ve 31/03/2018 tarih, 75957586-202.01.01-E.2005932 sayılı işlemleriyle yapılan denetimde müvekkili şirketinin çalıştırdığı ..."nun sigortalı olarak kuruma bildirilmediğinin tespit edildiğinden bahisle 5510 sayılı Yasanın 81. maddesinde öngörülen teşvikten yararlanmaması gerektiğini, bu sebeple de 2017/09 dönemine ait 46486 APHB"nin (aylık prim ve hizmet belgesinin iptal edilerek yerine teşviksiz bildirge verilmesini, 5510 sayılı Yasanın geçici 71. maddesinde ve 2017-9 sayılı genelgede belirtilen asgari ücret desteğinden yersiz olarak faydalandığını, bu sebeple de 2017/01-2017/12 döneminde yersiz olarak faydalandığı 23.226,75 TL. sigorta priminin gecikme zammıyla birlikte ödenmesini talep ettiğini, müvekkili şirketin bu işlemlerin geri alınması, işyerlerinin belirtili teşviklerden ve desteklerden yararlandırılması yönündeki istemlerini hukuka uyarsız olarak 17/10/2018 ve 75957586-202.01.99-E.13747426 sayılı işlemi ile reddettiğini belirterek, bu ret kararının iptali ile davalı Kurumca müvekkili şirket hakkında tesis edilen belirtili işlemlerin iptaline ve belirtili istemlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket hakkında yapılan Kurum işlemlerinde herhangi bir aykırılık ve hata bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesi, dava dilekçesiyle, sigortalı ..."nun denetim tarihi itibariyle eski çalışma arkadaşlarını ziyaret etmek amacıyla geldiği ve davacı şirkete ait iş yerinde çalışmasının bulunmadığı iddia edilmiş ise de; davacı tarafça bu yöndeki iddiasını ispata yönelik dosyaya delil sunulmaması, 23.05.2019 tarihli celsede tanık dinletilmeyeceğinin beyan edilmesi ve Kurum memurlarınca tutulan tutanağın aksi sabit oluncaya kadar geçerli olması da gözetilerek sigortalı ..."nun denetim tarihi itibariyle davacıya ait iş yerinde sigortasız olarak çalıştığı kanaatine varılmıştır.
    Davalı kurum tarafından; davacının, 17/08/2017 tarih 2017/MÖT/039 sayılı denetmenlik raporuna istinaden işyeri sigortalısı olarak tespit edilen sigortalının bildirimlerinin yapılmaması ve işe giriş bildirgesinin verilmemesi nedeni ile davacının hak ettiği devlet yardımı/teşviklerinden haksız olarak faydalandığı tespit edilerek 5510 sayılı Yasa"nın 81.,90.,Ek 14.ve geçici 71. maddeleri gereğince işverene faydalanılan teşvik tutarı kadar geri ödeme çıkarıldığı anlaşılmıştır.
    Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanun"un 81. maddesinin (ı) bendi olup, ilgi bentte “(Ek bend:15.05.2008-5763 S.K./24.mad) Bu Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Bu Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu fıkrayla sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz"" hükmüne yer verilmiş iken, maddenin (ı) bendinin "Bu kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler 1 yıl süreyle bu fıkrayla sağlanan destek unsurlarından faydalanamaz" şeklinde düzenlenen yedinci cümlesi 29.05.2013 tarih ve 28661 sayılı R.G."de yayımlanan 6486 sayılı kanunun 5. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmış ise de, aynı kanunun 5. maddesi ile 81. maddeye getirilen ek fıkra ile "Yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığının tespit edilmesi halinde işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz. Bu madde kapsamındaki teşvikten yersiz olarak faydalanıldığının tespiti halinde yararlanılan teşvik tutarı işverenden gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
    Somut olayda; 17.08.2017 tarih 2017/MÖT/039 sayılı denetmenlik raporuna istinaden iş yeri sigortalısı olarak tespit edilen sigortalının bildirimlerinin yapılmadığının tespit edilmesi nedeniyle davalı kurumca, denetim raporuna istinaden kayıt dışı çalışan tespitine esas 5510 sayılı Kanunun geçici 71. maddesinde belirtilen asgari ücret desteğinden yersiz olarak faydalanıldığı tespit edilerek 2017/01-2017/12 dönemleri arası yersiz faydalanılan tutarın iadesinin talep etmiş olduğu, ayrıca 2017/09 dönemine ait 46486 APHB"lerinin iptal edilerek yerine teşviksiz bildirge verilmesinin gerektiğinin tespit edildiği, yasanın amacının kayıt dışı istihdamı önlemek olduğu, yapılan yasal düzenleme ile kayıt dışı işçi çalıştıran işverenin prim teşvikinden yararlandırılmasının engellenmesinin amaçlandığı, davacı işveren hakkında SGK İl Müdürlüğü"nün 10.09.2019 tarihli yazı içeriğinden de anlaşılacağı üzere 17/08/2017 tarih 2017/MÖT/039 sayılı denetmenlik raporuna istinaden iptal edilen "2017/09 dönemine ait tüm teşvikler ve 2017 yılı asgari ücret destek tutarları" kullanımının engellenmesinden önce de 13/07/2015 tarih 10480733 sayılı Müdürlük oluru ile girilen Mahkeme Kararına istinaden 46486 sayılı "teşvik türü hariç olmak üzere" 201/07-2015-06 dönemleri arası diğer teşviklerin, 28/03/2009 tarih 2009/ÖA/007 sayılı denetmenlik raporuna istinaden "05615 sayılı teşvik türü hariç olmak üzere" 2009/04-2010/03 dönemleri diğer teşviklerin kullanımının engellendiği, 01.04.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6824 sayılı Yasa ile eklenen 5510 sayılı Yasa"nın Ek 14. maddesinin 3. fıkrasının eldeki uyuşmazlığa uygulanma imkanı olmadığı, söz konusu ek 14. maddenin 4. fıkrasında bu kanunun yürürlük tarihinden önce mahkeme ilamı veya yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırılanların sigortalı olarak bildirilmediğinin veya bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığının tespit edilmesi nedeniyle bu kanun, 3294 sayılı Kanun ve 4447 sayılı Kanun"da yer alan sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden ilgili kanun hükümleri nedeniyle bir yıllık yararlanamama kapsamına giren ve bu maddenin yürürlük tarihinde bu bir yıllık yararlanamama süresi devam eden işyerleriyle ilgili olarak yararlanamamaya esas olan tespitler bu maddenin birinci fıkrası kapsamında ilk tespit sayılır.
    Ancak, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlerde yararlanılmayan sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden de yararlanılamaz denilerek mahkeme ilamı ile sigortasız işçi çalıştırdığı tespit edilen işyerlerinde bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlerde yararlanılmayan teşviklerden yararlanılmayacağının düzenlendiği, davacı işyerinde sigortasız işçi çalıştırıldığı aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan Kurum memurlarınca tutulan tutanak içeriği ile sabit olup sigortasız işçi çalıştıran işyerlerinin 1 yıl süreyle teşvikten yararlandırılmaması yasa gereği olup kurum işlemi yerinde olduğu anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, sigortalılık bildirimi yapılmaksızın çalıştırıldığı denetim raporu ekindeki tutanakla tespit edilen sigortalı yönünden, eylemli çalışmanın bulunmadığı iddiasını ispata yönelik herhangi bir kanıt sunulmadığı ve adı geçen kişinin çalışma süresinin iptali yönündeki istem konusunda, hak alanını ilgilendiren sigortalıya husumet yöneltilerek dava da açılmadığı dikkate alınarak, denetim tutanağındaki çalışma olgusuna ilişkin tespitin gerçekliğinin taraflar yönünden bağlayıcılığı, dosya kapsamındaki kanıtlar ışığında çekişmesiz bulunmaktadır.
    Davacı adına 0025650 sicil numarasıyla tescilli işyerinde Ağustos/2017 ayında çalışan sigortalı sayısının 20, kayıtdışı çalışan sayısının ise 1 olduğu ve bu nedenle, 5510 sayılı Yasanın Ek 14/3 maddesindeki "Beş kişiden fazla olmamak koşuluyla çalıştırılan toplam sigortalı sayısının %1"ini aşmayan sayıda, çalıştırılanların sigortalı olarak bildirilmediğinin veya bildirilen kişilerin fiilen çalışmadığının tespit edilmesi hâlinde birinci fıkra hükümleri uygulanmaz." hükmünün gözetilmesine yönelik istem yerinde bulunmamıştır.
    Diğer tarafından, sigortalılık bildirimi yapılmaksızın çalıştırılmış olan ... tarafından açılan davanın yargılaması sonucu ...2. İş Mahkemesince verilen 2013/247 E., 2014/39 K. sayılı hükmün 09.06.2014 tarihinde kesinleştiği ve buna dayanılarak davacı şirketin 2014/07-2015/06 dönemi teşviklerden yararlanması önlenmiş ise de; dava konusu rapordaki tespite dayalı olarak, "2017/09 dönemine ilişkin tüm teşvikler ve 2017 yılı Asgari Ücret Destek tutarları" kullanımının engellendiği; asgari ücret desteği dışındaki teşvikler yönünden ilk tespit yaklaşımıyla bir aylık yaptırım uygulanırken, asgari ücret desteği konusunda 5510 sayılı Yasanın Geçici 71/3 maddesi hükmündeki, "Mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik bir ad, unvan ya da bir iş birimi olarak açılması veya yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması, şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi Hazine katkısından yararlanmak amacıyla muvazaalı işlem tesis ettiği anlaşılan veya sigortalıların prime esas kazançlarını 2017 yılı için eksik bildirdiği tespit edilen işyerlerinden Hâzinece karşılanan tutar gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte geri alınır ve bu işyerleri hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz." düzenlemesinden hareketle, 2017 yılı için bu destekten yararlanmanın önlenmesi ve yararlandırılan tutarın iadesi yönünde işlem gerçekleştirildiği anlaşılmış olup; 5510 sayılı Yasanın Geçici 14/2 maddesindeki, "Bu madde hükümleri 4447 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin beşinci fikrası ve geçici 17 nci maddesi ile bu Kanunun geçici 71 inci maddesi; bildirilen sigortalıyı fiilen çalıştırmadığına yönelik tespitlerde ise 4447 sayılı Kanunun geçici 10 uncu ve geçici 15 inci maddeleri ile 3294 sayılı Kanunun Ek 5 inci maddesi hakkında uygulanmaz." içerikli düzenleme karşısında, asgari ücret desteğinin 2017 yılının tümü için engellenmesi yönündeki Kurum işleminde mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmakla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili, davacı hakkında yapılan işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını bu nedenlerle kabule dair verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Eldeki davanın, sosyal güvenlik mevzuatında prim teşviki, destek ve indirim uygulamalarından kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
    Öncelikle; davaya konu uyuşmazlığın dava dışı sigortalıların çalışmalarının varlığı noktasında toplandığı dikkate alındığında, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalıların da davada taraf olmasında hukuki yararının olduğu anlaşıldığından, davanın sadece ... hakkında yürütülüp sonuçlandırılması isabetsizdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.12.2011 günlü 2011/21-632 E;, 2011/784 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava sonucunda verilecek karar, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalının da hak alanını ilgilendirdiğinden, davacı tarafa harcı da yatırılmak suretiyle yöntemince söz konusu sigortalıların davaya HMK 124. Madde uyarınca katılımının sağlanması (davanın teşmil edilmesi) için süre verilmesi, anılan sigortalının gösterdiği deliller de toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, belirtilen eksiklik giderilmeden ve pasif ehliyet yönü halledilmeden yargılamanın sürdürülmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ayrıca, 5510 sayılı Yasanın 81. maddesinin (ı) bendi kapsamında yer alan teşvikten faydalandırılma ve yersiz ödenen tutarların iadesi istemine ilişkin olarak açılmış olan davada, davnın reddine dair karar verilmiş ise de, yargılama ve temyiz aşamasında 01.04.2018 tarihi itibari ile 5510 sayılı Yasanın ek 17. maddesi yürürlüğe girmiş, olup, bu maddenin ilk fıkrasında aynen:
    “Bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.” Hükmü ve ikinci fıkrasında ise;
    “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.” şeklinde belirtilmiş hükümleri mevcut olup, bu yeni madde hükümleri ile tüm teşvik unsurlarından faydalandırılma veya fazla ödemelerin iadesi veya değiştirme istemleri hakkındaki uyuşmazlıklarda ek 17. maddede yer alan hükümlerin irdelenmesi gerektiği açıktır.
    Değinilen Ek 17. maddenin üçüncü fıkrasında ise; “Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak üç yıl içinde ödenir. Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yılsonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.” Hükümleri mevcuttur.
    Eldeki davada ise, Ek 17. maddenin yürürlüğe girmesi ile birlikte “5510 sayılı Yasa veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlere ilişkin olarak 5510 sayılı Yasa ile birlikte anılan ilgili kanunların teşvik veya destek hükümlerinde yer alan yararlanma şartlarının mahkemelerce irdelenmesi gerekmekle birlikte, değiştirme veya oluşabilecek fark prim tutarlarının iadesi istemleri hakkında yapılacak değerlendirmede; aynı maddenin ikinci veya üçüncü fıkrasındaki hükümlerin de uygulanıp uygulanmayacağı hususunda bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
    Diğer taraftan Ek 17. maddenin 4. fıkrası hükmündeki “Görülmekte olan davalarda, ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu"nca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır.” İbaresinin iptali için Anayasa Mahkemesi"ne başvuruda bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesince 19.02.2020 gün ve 2018/139 E. 2020/12 K. sayılı karar ile bu hükmün iptaline karar verilmiş olup, karar 05.05.2020 tarih ve 31118 sayılı Resmi gazetede yayımlanmıştır.
    Anayasa"nın 153. maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak Resmi Gazete"de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir. Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları, idari makamlar, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 33. maddesi hükümlerine göre, Türk hukukunu resen uygulamakla yükümlü olan mahkemelerin ve giderek Yargıtay’ın iptal kararı ile yok hükmünde olan ve böylece yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulü doğal olup, bu yönde bir uygulama yapılmasına imkânı yoktur. Belirtilmelidir ki, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararları, bozma kararları ile oluşan usulü kazanılmış hakların istisnasını teşkil ederler. Buna göre; usulü kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken bir kanun maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği takdirde artık usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararıyla ortaya çıkan yeni hukuki duruma göre karar verilir. Şu halde, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararı karşısında, yeni oluşan durumun kesin hüküm halini almamış derdest tüm davalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır.
    Eldeki davada ise, mahkemece, yazılı şekilde karar verilmiş ise de, Ek 17. maddenin gelmesi ile oluşan bu yeni durumun dikkate alınması ile davaya konu uyuşmazlığa ilişkin yasal tüm dayanaklar ve teşvik hükümlerinden faydalandırılma, fazla ödenen tutarların iadesi/mahsubu istemleri bakımından ek 17. Maddenin ilk üç fıkrası da dâhil olmak üzere yasal tüm dayanaklar irdelenmeli, teşvik veya destekten faydalandırılma şartlarının varlığı ile birlikte incelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi