Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2011/11652 Esas 2012/154 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/11652
Karar No: 2012/154
Karar Tarihi: 16.01.2011

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2011/11652 Esas 2012/154 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Bu hukuk davası, ziynet eşyalarının iadesi veya bedelinin tahsili amacıyla açılmıştır. Davacı kadın, davalının kendisine karşı müessir fiilde bulunduğunu ve evi terk ettiğini belirterek, ziynet eşyalarını kendisinin götürdüğünü ve geri vermediğini iddia etmiştir. Davalı koca ise, ziynet eşyalarının kendisinde kaldığını ve davanın reddedilmesini savunmuştur. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay ise, davacının ispat yükünün olduğunu ve normal şartlarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olması gerektiğini belirtmiştir. Davacının iddiasını kanıtlayamadığına ve yargılama aşamasında yemin delili de kullanmadığına dikkat çeken Yargıtay, davacıya yeni bir yemin teklifi yapılmasını ve sonuca göre hüküm kurulmasını gerektiğine karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi.
6. Hukuk Dairesi         2011/11652 E.  ,  2012/154 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, dava dilekçesinde davalının kendisine karşı müessir fiilde bulunduğunu, ortak yaşamı sürdürmesi mümkün olmayan müvekkilinin babasının evine döndüğünü, davalının evliliğin hemen ertesinde ziynet eşyalarını aldığını, geriye vermediğini belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili ise davacının kendisine ait eşya ve ziynetleri götürdüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur
    Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.
    Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Olayda, davacı kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanıkların beyanı ile ispat edememiştir. Bununla birlikte davacı,
    delil listesinde sair deliller demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya, ziynetlerin elinden alındığı, götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.