Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1893
Karar No: 2021/8734
Karar Tarihi: 22.06.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/1893 Esas 2021/8734 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/1893 E.  ,  2021/8734 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

    İlk Derece
    Mahkemesi :...1. İş Mahkemesi
    No : 2018/354-2019/271

    Dava, kurumca yapılan tespit sonrasında sigortasız işçi çalıştırılması nedeniyle 4447 ve 5510 sayılı Yasa kapsamında davacı şirket hakkında uygulanan tüm teşviklerin iptaline dair Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili, davalı kurum denetmenliğince tanzim edilen 29.12.2016 tarih 2016/116 sayılı rapora istinaden teşviklerin durdurulması, 6661 sayılı Kanunla getirilen Asgari Ücret Desteğinin ve 5510 sayılı kanunun 81. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendi uyarınca beş puanlık sigorta prim teşvikinin 2016 yılı için resen iptal edilmesi nedeniyle tahakkuk eden prim borcuna ilişkin ceza uygulanmış olduğunu, ..."un müvekkiline ait işyerinde 22.06.2015 tarihinde çalışmaya başladığını, müvekkili işverence yerine getirilmesi gereken tüm sorumlulukların yerine getirildiğini, ..."un müvekkiline ait işyerinden istifa ettiğini, 14.03.2016 tarihinde..."un ... İnş. Mim. Müh. San. Tic. Ltd. Şti."nin namına çalıştığını ve müvekkili ile 14.03.2016 tarihinde herhangi bir hizmet akdi ilişkisinin bulunmadığını, 14.03.2016 tarihinde meydana gelen olay sırasında ..."un ... İnş. Mim. Müh. San. Tic. Ltd. Şti. Bünyesinde çalıştığını ve bu firmanın ...nş. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti"nin taşeronu olduğunu ve bu şirkete ait 14.03.2016 tarihinden önceki kamera kayıtları incelendiğinde görüleceğini, bunun yanı sıra ...nş. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti"ye ait puantaj kayıtlarının incelendiğinde olay tarihinde müvekkili ile ... arasında hizmet ilişkisi olmadığının anlaşılacağını, müvekkiline söz konusu bu olay nedeni ile sigortasız işçi çalıştırıldığından bahisle idarece 5510 sayılı Kanunun 8,9 ve 86. maddelerine dayanarak 1.646,00 TL idari para cezası uygulandığını, söz konusu idari para cezası kararına karşı taraflarınca...İdare Mahkemesinde iptal davası açıldığı ve hala davanın sonuçlanmadığını belirterek, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı...Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Melikgazi Sosyal Güvenlik Merkezi Prim Tahakkuk ve Tahsilât İtiraz Komisyonunun 2017/07 Esas 2017/07 Karar sayılı kararın iptali ile yapılan işlemin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı SGK Başkanlığı vekili, davanın haksız ve yersiz olduğunu, işyeri dosyasının incelenmesi neticesinde Sosyal Güvenlik Denetmenliğince tanzim edilen 29.12.2016 tarih 2016/116 sayılı denetim raporunda sigortasız işçi çalıştırıldığının tespit edildiğini, bu sebeple müdürlükçe teşviklerin bir yıl süreyle durdurulduğunu ayrıca 2016 yılı için yararlanılan asgari ücret desteği ve 5510 sayılı Kanunun 81. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde öngörülen beş puanlık sigorta prim teşvikinin resen iptal edildiği ve borçların işverene tebliğ edildiğini, işveren vekilinin 18.01.2017 tarihinde işlemin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, itirazın 2017/07 sayılı karar ile reddedildiğini ve kararın işveren vekiline 27.01.2017’de tebliğ edildiğinin görüldüğünü, öncelikle davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenmesinin gerektiğini, davanın 1 aylık yasal süre içerisinde kanunun açıkca belirttiği üzere yetkili iş mahkemesinde açılmadığını bu nedenle zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini beyanla, davanın reddini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesi, somut olayda, Sosyal Güvenlik Denetmenliğince tanzim edilen 29/12/2016 tarih 2016/116 sayılı denetim raporunda ..."un davacıya bağlı olarak sigortasız çalışırken iş kazası geçirdiğinin tespit edildiği, sigortasız çalıştırma nedeniyle teşviklerin bir yıl süreyle durdurulduğu ayrıca 2016 yılı için yararlanılan asgari ücret desteği ve 5510 sayılı Kanunun 81. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde öngörülen beş puanlık sigorta prim teşvikinin resen iptal edildiği, dâhili davalı ..."un cevap dilekçesinde davacıya bağlı olarak çalışırken dava konusu kazanın gerçekleştiğini beyan ettiği, dinlenen tanıkların mahkememizce alının beyanlarında ve tarafların kaza sonrasında kolluk marifeti ile alınan beyanlarında dahili davalının kaza günü davacıya bağlı olarak ...nş. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti."ye ait inşaatta çalışırken kaza geçirdiğini beyan ettikleri görülmüş, davacının kaza sonrasında ..."un sigorta bildirimine yapıp daha sonra iptal ettiği de göz önünde bulundurularak, ..."un davacıya bağlı olarak çalıştığı kanaatine varılmış, bununla birlikte 6661 sayılı Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 17. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen geçici 68. maddede öngörülen asgari ücret desteğinden yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirdiği sigortalıların fiilen çalışmadığı tespit edilen işverenlerin yararlanamayacağı öngörüldüğünden kurum işleminin yasal olduğu kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, kendisi hakkında davalı Kurumca yapılan işlemlerin iptali gerektiğini aslen işlemin yasal gerekçelerinin ispat edilemediğini belirterek, aksi yöndeki mahkeme kararının bozulmasına, dair talepte bulunmuştur.
    V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Eldeki davanın, sosyal güvenlik mevzuatında prim teşviki, destek ve indirim uygulamalarından kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
    4447 sayılı Yasanın geçici 10. maddesinde yer alan teşvik indiriminden faydalanma hakkının tespiti istemine ilişkin olarak açılmış olan davada, davanın kabulüne dair karar verilmiş ise de, yargılama ve temyiz aşamasında 01.04.2018 tarihi itibari ile 5510 sayılı Yasanın ek 17. maddesi yürürlüğe girmiş, olup, bu maddenin ilk fıkrasında aynen:
    “Bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.” Hükmü ve ikinci fıkrasında ise;
    “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.” şeklinde belirtilmiş hükümleri mevcut olup, bu yeni madde hükümleri ile tüm teşvik unsurlarından faydalandırılma veya fazla ödemelerin iadesi veya değiştirme istemleri hakkındaki uyuşmazlıklarda ek 17. maddede yer alan hükümlerin irdelenmesi gerektiği açıktır.
    Değinilen Ek 17. maddenin üçüncü fıkrasında ise; “Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak üç yıl içinde ödenir. Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yılsonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.” Hükümleri mevcuttur.
    Eldeki davada ise, Ek 17. maddenin yürürlüğe girmesi ile birlikte “5510 sayılı Yasa veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlere ilişkin olarak 5510 sayılı Yasa ile birlikte anılan ilgili kanunların teşvik veya destek hükümlerinde yer alan yararlanma şartlarının mahkemelerce irdelenmesi gerekmekle birlikte, değiştirme veya oluşabilecek fark prim tutarlarının iadesi istemleri hakkında yapılacak değerlendirmede; aynı maddenin ikinci veya üçüncü fıkrasındaki hükümlerin de uygulanıp uygulanmayacağı hususunda bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
    Diğer taraftan Ek 17. maddenin 4. fıkrası hükmündeki “Görülmekte olan davalarda, ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu"nca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır.” ibaresinin iptali için Anayasa Mahkemesi"ne başvuruda bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesince 19.02.2020 gün ve 2018/139 E. 2020/12 K. sayılı karar ile bu hükmün iptaline karar verilmiş olup, karar 05.05.2020 tarih ve 31118 sayılı Resmi gazetede yayımlanmıştır.
    Anayasa"nın 153. maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak Resmi Gazete"de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir. Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları, idari makamlar, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 33. maddesi hükümlerine göre, Türk hukukunu resen uygulamakla yükümlü olan mahkemelerin ve giderek Yargıtay’ın iptal kararı ile yok hükmünde olan ve böylece yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulü doğal olup, bu yönde bir uygulama yapılmasına imkânı yoktur. Belirtilmelidir ki, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararları, bozma kararları ile oluşan usulü kazanılmış hakların istisnasını teşkil ederler. Buna göre; usuli kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken bir kanun maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği takdirde artık usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararıyla ortaya çıkan yeni hukuki duruma göre karar verilir. Şu halde, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararı karşısında, yeni oluşan durumun kesin hüküm halini almamış derdest tüm davalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır.
    Eldeki davada ise, mahkemece, yazılı şekilde karar verilmiş ise de, Ek 17. maddenin gelmesi ile oluşan bu yeni durumun dikkate alınması ile davaya konu uyuşmazlığa ilişkin yasal tüm dayanaklar ve teşvik hükümlerinden faydalandırılma, fazla ödenen tutarların iadesi/mahsubu istemleri bakımından ek 17. maddenin ilk üç fıkrası da dâhil olmak üzere yasal tüm dayanaklar irdelenmeli, teşvik veya destekten faydalandırılma şartlarının varlığı ile birlikte incelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    .

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi