Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5705
Karar No: 2013/12962

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/5705 Esas 2013/12962 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda, davacının imar parseline taşkın olan davalının binasının yıkılması için açtığı dava reddedilmiş, ancak davalının temliken tescil isteği kabul edilmiştir. Ancak kararın incelenmesi sonucunda, davalının binası yönünden elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği kabul edilmeliyken temliken tescil isteğinin kabul edildiği hükme bağlanmıştır. Ayrıca ifrazın mümkün olup olmadığı hususunun Belediye encümeni tarafından kararlaştırılmasının gerektiği de belirtilmiştir. Bu kararda, mütemmim cüzin mülkiyet ilişkilerinin önemi vurgulanarak, ilgili yasal düzenlemeler de açıklandı. Kanun maddeleri: M.K. 684, 6785 sayılı yasa, 1605 sayılı yasa, 42/c, 3194 sayılı imar yasası, 18. madde, 2981 sayılı yasa, 3290 sayılı yasa, 10/c, 6100 sayılı yasa geçici 3. madde, 1086 sayılı HUMK 428. madde.
1. Hukuk Dairesi         2013/5705 E.  ,  2013/12962 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/12/2012
    NUMARASI : 2011/465-2012/594

    Yanlar arasında görülen elatmanın  önlenmesi,yıkım, temliken  tecsil davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, reddine, savunma   yoluyla ileri  sürülen  temliken  tescil  isteğinin kabulüne  ilişkin  olarak  verilen  karar  davacı tarafından  yasal  süre  içerisinde  duruşma  istemli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi   raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma  isteği  dava  değeri  yönünden reddedilip gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine,  ilişkin  olup davalı  savunma  yolu  ile  temliken  tescil   istediğini  bildirmiştir.
    Mahkemece, davanın reddine, davalının  temliken  tescil  isteğinin  kabulüne  karar  verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 36202 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya  ait olduğu, davalının anılan imar parselinde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, öte yandan, taşınmazın 344 sayılı kadastral parselin imara tabi tutulması sonucu oluştuğu, davalının 344 sayılı kadastral parselde paydaş bulunduğu, payına karşılık 36202 ada 6 sayılı imar parselinin adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
    Ne var ki, yapılan değerlendirmenin hukuki bir temele dayandığını söyleyebilmek mümkün değildir.
    Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Ne var ki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı,  üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.
    Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 
    298l sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
    Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur. 
    Somut olayda, davalının paydaşı olduğu 344 sayılı kadastral parsele binasını inşa ettiği, anılan taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulması sonucunda kadastral parseldeki payına karşılık 36202 ada 6 sayılı imar parselinin müstakilen davalı adına tescilinin yapıldığı, mahkemece, mahallinde yapılan uygulama sonucunda elde edilen bilirkişi raporu ile davalı binasının ise, imar uygulaması sonrasında davacının maliki olduğu çekişme konusu 36202 ada 4 sayılı imar parseli ile dava dışı kişiye ait 36202 ada 5 sayılı imar parseline ve imar yoluna taşkın hale geldiği görülmektedir.
     O halde, yukarıda değinilen ilke ve olgular birlikte değerlendirildiğinde, davacı taşınmazına taşkın olan davalının binası yönünden belirlenen kaim bedelin mahkeme veznesine davacı tarafından depo ettirilmesi suretiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve davalının dava dışı kişiye ait 36202 ada 5 sayılı imar parselinin maliki olduğunun kabulü suretiyle savunma yoluyla ileri sürülen temliken tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
    Diğer taraftan, taşkın bölüm bakımından ifrazın mümkün olup olmadığı hususunun Belediye encümeni tarafından alınacak karar ile belirlenmesi gerekirken ilgili belediye istimlak müdürlüğünün yazısına istinaden ifrazın mümkün olduğunun kabulü de isabetsizdir.
    Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.09.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi